Eski Google CEO’su ve başkanı Eric Schmidt, yakın zamanda yaptığı açıklamalarla teknoloji dünyasında yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyecek gibi görünüyor. Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir söyleşide, Google’ın ChatGPT‘nin beklenmedik yükselişine karşı hazırlıksız olmasını, şirket içindeki evden çalışma kültürüne bağladı. Schmidt’in bu yorumu, özellikle teknoloji sektörü çalışanları arasında büyük yankı uyandırdı.
Schmidt, Stanford Üniversitesi öğrencileri önünde yaptığı konuşmada, Google’ın yapay zeka alanında yaşadığı bu sürpriz durumu, çalışanların evden çalışmaya daha fazla önem vermesine bağladı. Schmidt’e göre, çalışanlar evden çalışmayı “kazanmanın” önüne koyarak şirketin bu yenilikçi teknolojilere karşı hazırlıksız olmasına neden oldular. Bu açıklama, teknoloji dünyasında evden çalışmanın verimliliği üzerindeki tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Konuşma sırasında Schmidt, yapay zeka teknolojileri üzerine de dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Schmidt, gelecekte yapay zeka ajanlarının insanların yerine karmaşık görevleri yerine getirebileceği bir dünyadan söz ederken, TikTok’un olası bir yasaklanması durumunda yapılabilecekleri anlattı. Schmidt, öğrencilerin bir büyük dil modeline (LLM) TikTok’un benzeri bir uygulama yapmalarını, tüm kullanıcıları ve müzikleri çalmalarını ve bu uygulamanın bir saat içinde viral olmaması durumunda başka bir şey denemelerini söyleyebileceğini belirtti. Bu yorum, Schmidt’in teknolojinin etik sınırları üzerine ne düşündüğünü açıkça ortaya koydu.
Schmidt’in konuşmasında yer alan bir diğer dikkat çekici nokta ise TikTok örneği üzerinden verdiği bir tavsiyeydi. Eğer böyle bir uygulama başarılı olursa, girişimcilerin büyük bir avukat ekibi tutarak ortaya çıkacak yasal sorunları temizlemesi gerektiğini söyledi. Ancak, uygulama başarısız olursa, çalınan içeriklerin ve yasadışı işlemlerin önemsiz kalacağını belirtti. Schmidt’in bu yaklaşımı, Silikon Vadisi’nde risk almanın ve bu risklerin ardından sorunları çözmenin yaygın bir strateji olduğuna dair bir itiraf niteliğindeydi.
Schmidt’in açıklamaları, yalnızca Google’daki eski rolü nedeniyle değil, aynı zamanda teknoloji dünyasındaki geniş etkisi ve yatırımları dolayısıyla da önem taşıyor. Schmidt, yapay zekâ alanında yaptığı yatırımlardan ve özellikle Mistral adlı yapay zeka girişiminden bahsetti. Öte yandan, ABD askeri projelerinde yer alması ve bu alanda bir “lisanslı silah tüccarı” olduğunu belirtmesi, teknoloji ile askeri-endüstriyel kompleks arasındaki ilişkiye de ışık tutuyor.
Söyleşi sırasında Schmidt, yapay zeka ve teknoloji dünyasındaki diğer figürlere de değindi. Özellikle Tesla CEO’su Elon Musk’tan ve onun çalışanlarından aldığı verimden övgüyle bahsetti. Bunun aynı sıra, OpenAI CEO’su Sam Altman ile yakın arkadaş olduğunu ve onunla düzenli olarak görüştüğünü dile getirdi.
Schmidt’in bu söyleşide dile getirdiği görüşler, teknoloji dünyasının etik ve operasyonel sınırlarına dair önemli soruları gündeme getirdi. Evden çalışma kültürüne yönelik eleştirisi, pandeminin getirdiği yeni çalışma normlarının teknoloji devleri üzerindeki etkilerini tartışmaya açarken, yapay zeka teknolojilerinin etik kullanımına dair yorumları ise sektörün geleceği hakkında endişeleri artırdı. Bu açıklamalar, Silikon Vadisi’nin inovasyon ve risk alma kültürünün bir yansıması olarak da görülebilir, ancak aynı zamanda teknolojinin hızla gelişen dünyasında etik sorumlulukların ne kadar göz ardı edilebileceğini de gösteriyor.
Bir yanıt yazın