Her Oyuncunun Bilmesi Gereken Terimler ve Anlamları





Konsol, PC veya mobil oyunculuk fark etmeksizin, tüm platformlarda ve oyun türlerinde dillere pelesenk olmuş çok sayıda terim ve kelime var. Bugün oyunlarda muhabbete yabancı kalmamak, oyunları anlamak, grafikleri iyi şekilde optimize etmek ve daha birçok konuda fayda sağlayabilecek bir liste hazırlayacağız.

Daha önce teknoloji dünyasında kullanılan yaygın terimleri derleyip bir araya getirmiştik. Şimdi hedef kitle doğrudan oyuncular. Bu kısa “sözlüğün” çok işinize yarayacağını düşünüyoruz. Eğer eksik gördüğünüz popüler söylemler varsa yorumlarda belirtebilirsiniz.

Oyun Dünyasında Yaygın Olarak Kullanılan Terimler

  • AAA: Sektörde ‘büyük, göz alıcı, emek sarf edilmiş” oyun anlamına gelmekte. Bu tür oyunlar genellikle göz önündedir, çok konuşulur, büyük bütçelerle geliştirilir, gelişmiş grafikler ve teknolojilerle gelir. Oyunların kapladığı alan da çoğunlukla yüksektir.
  • 2D (Two-dimensional): İki boyutlu oyunlar yalnızca tek bir açıdan izlenebilir. Super Mario Bros gibi platform oyunları 2D’dir. Klasik olarak 2D oyunlar genellikle sprite olarak adlandırılan 2D görüntülerden oluşur. Ancak günümüzde 3D grafiklerden geliştirme yapılabilir, bu durumda bazen 2.5D gibi isimlendirmeler ortaya çıkabiliyor.
  • 3D (Three-dimensional): Üç boyutlu oyunlar, her açıdan izlenebilen oyun dünyaları sunar. Çoğu modern oyun 3D’dir.
  • Game Engine (Oyun Motoru): Bir oyunun çalıştığı kod tabanı. Fizik ve grafikler için uzmanlaş motorlar gibi farklı alt türler mevcut. Genellikle oyun motoru yalnızca oyuna özgü davranışların üzerine inşa edildiği ara yazılımdır. Son kullanıcılar oynadığı oyunun gelişiminde kullanılan motorlarla pek ilgilenmez.
  • Boss: Oyunun bazı noktalarında ilerlemeniz için yenmeniz gereken güçlü canavar, karakter. Bazen bir oyun seviyesi sadece bir boss’tan oluşabilir, bazen de bölümün sonunda boss ile karşılaşırsınız.
  • Bot: Gerçek bir kişi değil de bilgisayar tarafından kontrol edilen rakip.
  • Cheat (Hile): Oyunlarda kullanılan hileler normalde sahip olmadığınız avantajlar sağlar ve rakipler üzerinde haksız rekabet yaratır. Oyuna ve hileye bağlı olarak çeşitli kodlar ve programlar kullanılarak erişilir. Bazı PC oyunlarında oyun içi komut satırına girilir.
  • Drop: Oyununa bağlı olarak tanım değişiklik gösterebilir. Alt edilen düşmanlardan düşürülen ‘düşürülen’ silah, zırh veya diğer eşyaları ifade eder. PUBG gibi oyunlarda bazen oyunculara ödül olarak önemli ve güçlü eşyalar gönderilir, bu da “drop” olarak adlandırılır.
  • Loot, Loot Yapmak (Ganimet, Ganimet Toplamak): Oyuna bağlı olarak çevredeki bölgelerden, gönderilen özel kutulardan veya öldürülen düşmanlardan gelen eşyaları toplamak; silah, ekipman veya can veren eşyalar gibi.
  • Cheater: Hileci, hile yapan kişi.
  • Buff: Bir karakterin gücüne, genellikle HP veya MP gibi istatistiklere yapılan herhangi bir tür destek. Genellikle geçici, bazen de kalıcıdır. Bir karakter kendisini de güçlendirebilir. “support (destek)” karakterleri genellikle birden fazla karakteri güçlendirebilir.
  • De-buff: Tam tersi. Rakiplerin saldırı veya savunma yeteneklerini zayıflatmak için bir eşya veya yetenek kullanma eylemi.
  • Friendly Fire (Dost Ateşi): Oyuncunun kendi takıma arkadaşına ateş etmesi veya herhangi bir şekilde zarar vermesi. Genellikle çok oyunculu ortamlarda yaşanır ve oyundan atılabilirsiniz.
  • 1v1: Birbirine karşı savaşan iki oyuncuyu ifade eden 1’e karşı 1’in (1 versus 1) kısaltması.
  • KS (Kill Steal): Öldürme hırsızlığı, yani hasarın çoğunluğu başka bir oyuncu tarafından verilmesine rağmen diğer oyuncunun son vuruşu yaparak öldürme puanını çalması. Hasar verdiğiniz için “assist” almış olursunuz, “kill” başkasına yazılır. Genellikle biz Türkler “ks atmak” şeklinde söylüyoruz.
  • FF (Forfeit): Forfeit kelimesi “hükmet mağlubiyet” anlamına geliyor. Çok oyunculu rekabetçi oyunlarda bir takımın oyun henüz bitmeden pes etmesi, mağlubiyeti kabullenmesi.
  • Sur (Surrender): Forfeit ile neredeyse aynı. Sur vermek yani surrender, erkenden teslim olmak anlamı taşımakta.
  • Ace: Genellikle FPS oyunlarında kullanılır, tek bir kişinin tüm rakip takımı alt ettiğini ifade eder.
  • TK (Team Kill): Ace ile benzer şekilde, bir oyuncunun rakip takımın tamamını öldürdüğü durum.
  • Bunny Hop: Genellikle FPS oyunlarında yapılan, hızlı şekilde sağa ve sola sıçrayarak rakipleri yanıltma eylemi.
  • Boosting (Yukarı Taşıma): Daha yüksek sıralamada (rank) olan bir veya birden fazla oyuncunun daha düşük seviyelerdeki diğer oyuncuları yukarı taşıması, seviyesini yükseltmesi. Bazı oyunlarda yasaklanabilir bir suçtur, ancak birçok oyuncu, hatta bazı profesyoneller bile bunu ücretli bir hizmet olarak yapabiliyor.
  • Carry (Taşıma): Boosting ile aynı şey. Takım tabanlı oyunlarda bir oyuncunun takımının başarısına orantısız bir şekilde katkıda bulunması. Genellikle daha yüksek seviyede olan birinin diğer oyuncuları daha yüksek seviyelere taşımak için becerilerini sergilemesi.
  • Sinematic (Sinematik): Oyun içindeki ara sahneler.
  • Nerf/Balance: Nerfing ya da balancing,geliştiricinin oyun içinde eşitliği ve dengeyi sağlaması için yaptığı değişiklikler. Örneğin bir silahın hasarı düşürüldüğünde bundan “nerf yedi” diye bahsedilir. Bazen karakterlerin gücü de düşürülerek denge ayarlaması yapılır.
  • Checkpoint (Kontrol Noktası): Oyun içinde ilerlemenizi kaydedebileceğiniz, ulaştığınızda belirli bir kısmı tanımladığınızı gösteren yer.
  • XP, EXP: Experience yani deneyim, oyundaki deneyimi göstermek için bir ölçüm birimidir. XP’niz arttığında, oyundaki becerileriniz ve gücünüz de onunla birlikte artar.
  • Wallhack: Bir oyuncunun duvarların ardındaki düşmanları görmesini sağlayan yaygın bir hile.
  • Launcher: Türkçeye doğrudan “başlatıcı” şeklinde çevrildiğinde tuhaf görünüyor. Launcher, farklı oyun ve uygulamaları kolay erişim için tek bir yerde toplayan uygulama veya platforma verilen isimdir. Biz oyuncuların oyun satın almasına, indirmesine, yüklemesine ve başlatmasına yardımcı olan birçok “launcher, yani başlatıcı” var.
  • Bug: Hata olarak Türkçeleştirebileceğimiz bug, herhangi bir oyunun düzgün çalışmasını engelleyen yazılım kodlamasındaki bir hatayı temsil eder.
  • Level (Seviye): Oyuncunun mevcut oyundaki seviyesini, yani aşamasını gösteren sınıflandırma.
  • Lobby (Lobi): Çok oyunculu bir oyun oturumundaki oyuncuların bir maça veya göreve başlamadan önce toplandıkları bir tür oyun içi bekleme odası.
  • Matchmaking (Eşleştirme): Oyuncuları benzer becerilere sahip oyuncularla eşleştiren herhangi bir sistem. Oyunculara atadığı puan bazen Elo veya MMR (matchmaking rating, eşleştirme derecesi) olarak adlandırılır.
  • Mute (Sessiz): Bir oyuncunun mesajlarını görmenizi veya sesini duymanızı engelleyen bir sohbet özelliği. Sizi taciz ediyorlarsa ve oyuna odaklanmak istiyorsanız oldukça faydalı.
  • Camping (Kamp Yapma): Haritanın belirli bir stratejik konumunda (genellikle çok oyunculu) fazla hareket etmeden kalmak veya saklanmak. Başka bir deyişle,oyuncunun rakibine karşı avantaj sağlayan sabit bir pozisyonda kaldığı bir strateji. Oyuna bağlı olarak tanım biraz değişebilir. Örnek olarak FPS oyunlarında ana bölgede bekleyen, fazla çatışmayan kişiler için kullanılır.
  • AFK ( Away From Keyboard, Klavyeden Uzakta): Zaten kelimeler her şeyi açıklıyor. Herhangi bir nedenden dolayı bilgisayar başında olmayan kullanıcılar için kullanılan tabir.
  • BRB: Be right back yani “hemen dönecek” kelimelerinin kısaltması, AFK kullanıcıların hemen döneceğini, dönmesi gerektiği anlamına geliyor.
  • BM: Bad manner yani kötü tavır anlamına gelen kısaltma, bir oyuncunun saygısız davranışlarını belirtmek için kullanılıyor.
  • PvE: Player versus environment yani oyuncuya karşı çevre (ortam), oyuncunun bilgisayara karşı oynadığı her türlü oyun.
  • PvP: Player versus player yani oyuncuya karşı oyuncu, kişilerin diğer kişilere karşı oynadığı oyunlar için kullanılan bir terim.
  • Troll: Trollemek, oyunu ciddiye almayan oyuncuların insanların keyfini kaçıracak şekilde umursamaz hareketlerde bulunması. Trol ise bu hareketleri yapan kişilere verilen isim.
  • Tryhard: Oyunu kazanma uğruna varını yoğunu ortaya koyan, son derece rekabetçi şekilde oynayan kişi.
  • Tank, Tanking: Bir takımda genellikle sınıfı “tank” olarak da adlandırılan bir karakter tarafından oynanan bir rol. Tankların yüksek savunma istatistikleri ve güçlü savunma büyüleri vardır. Hasar “tankı” görevi görürler ve böylece işleri genellikle düşmana hasar vermek olan takım arkadaşlarına kalkan olurlar.
  • Skill: Yetenek, beceri anlamına gelen kelime, oyun içindeki karakterlerin kullanabileceği becerileri ifade etmekte.
  • Spam, Spamming: Spamlama, oyunda tekrar eden eylemler için kullanılan bir söylem.
  • Skin: Bir oyuncu karakterinin, eşyanın, silahın veya NPC’nin farklı ve havalı şekilde görünmesini sağlayan, oyuna görsellik katan kaplamalar. Günümüzde genellikle gerçek para ile satın alınmakta.
  • Tag (Etiket): Çevrimiçi oyunlarda bir grubun sahip olduğu etiket, isimlendirme. Örneğin klan etiketi alan oyuncuların isimlerinin başında hep aynı “etiket” bulunur.
  • Smurf: Oyunda seviyesi yüksek olan, yani iyi oynayan oyuncuların daha düşük seviyede yer alan ikinci hesabına smurf hesap denir. Bir smurf hesabında oynama eylemine smurfing denir ve bu durum genellikle hoş karşılanmaz. Çünkü smurfing yapan oyuncunun becerisi eşleştiği oyuncularınkinden daha yüksektir, eşit bir oyun olmaz.
  • Noob/Newbie: Çaylak veya acemi olarak çevirisini yapabileceğimiz noob, karşı tarafa bir hakaret niteliğinde. Genellikle kötü skorlar üreten oyunculara söylenir.
  • NPC (Non-player Character): Oyuncu olmayan karakter anlamına gelen NPC, oyunun herhangi bir noktasında bulunan ve savaşçı olmayan herhangi bir karakter olabilir. NPC’ler örnek olarak oyun içi bir banka olarak veya bir eşya satın almak için kullanılabilir.
  • Mob: Mob, oyun içinde size saldıran ve gerçek bir kişi tarafından kontrol edilmeyen oyun içi yaratık/karakterlerdir. Mob’lar genellikle MMORPG tipi oyunlarda bulunur.
  • Kill Streak (Öldürme Serisi): Rekabetçi oyunlarda hiç ölmeden ard arda öldürdüğünüz kişi sayısı. Bazen “kill streak” yaptığınızda bonus ödüller kazanabilirsiniz.
  • K/D, K/D Ratio: Bir oyuncunun oyun içi ‘öldürme’/’ölüm’ oranı. Yani aldığınız öldürme sayısı ve kaç kez öldürüldüğünüz. Çok oyunculu nişancı oyunlarında yaygın olan K/D oranı genellikle genel performansın bir ölçüsü olarak kabul edilir.
  • Kick: Bir oyundan veya lobiden, belki oylamayla, belki de lobi sahibi tarafından atılmak. Oyuncuların oyundan/sunucudan veya lobiden atılmasının çeşitli nedenleri vardır.
  • KO (Knockout): Dövüş sporlarında da gördüğünüz KO, nakavt anlamına geliyor. Tam anlamıyla bir oyunda kaybetmek. Genellikle dövüş ve beat ’em oyunlarında kullanılır.
  • Hitbox: Bir düşman veya oyuncu saldırısı tarafından oluşturulan ve saldırının isabet edip etmediğini belirlemek için kullanılan görünmez bir ‘kutu’. Bu kutular bazen saldırıyı yapan görünür silahtan veya düşmandan daha büyüktür ve bu da vuruş temas etmemiş gibi görünse bile oyuncuların bir saldırı tarafından ‘vurulmalarına’ yol açabilir. Daha anlaşılabilir bir şekilde anlatalım. Örneğin Counter-Strike oynarken karşıda gördüğünüz rakibin etrafında sizin görmediğiniz bir “hitbox” vardır. Attığınız mermiler geliştirici tarafından çizilen bu kutucuğa isabet ettiğinizde rakip hasar alır.
  • Headshot: Nişan alınarak oynanan savaş oyunlarında rakibi tam kafadan vurmak. “Headshot atmak” zordur ama daha fazla hasar verir.
  • Healer (Şifacı): Sağlığı azalmış olan takım arkadaşlarını çeşitli yeteneklerle iyileştiren karakter. Örneğin Knight Online’da “healer” çok önemlidir.
  • GL HF (Good Luck, Have Fun): Oyunun başında rakibi selamlamak için söylenir: İyi şanslar, iyi eğlenceler”.
  • GOAT (Greatest of the All Time): Tüm zamanların en iyisi. Spor branşlarında da sık sık duyduğunuz, bu işin tarihteki en iyisi anlamına gelen kısaltma.
  • GG (Good Game): Oyun bitiminde sportmenlik göstermek için “iyi oyundu” şeklinde kullanılan bir terim. Bir oyuncu bunu söylemesi her zaman oyunun “iyi geçtiği” anlamına gelmiyor. Kazanan taraf bazen iğneleyici şekilde ve oyunun erken bitmesi için söyleyebilir.
  • WP (Well Played): İyi oyundu, iyi oynadın, güzeldi gibi anlama gelen, WP şeklinde kısaltılan övgü.
  • GG EZ (Good Game, Easy): Rekabetçi müsabakalardan sonra kazanan takımın aşağılayıcı şekilde “iyi oyundu, kolaydı” şeklinde gönderme yapmak için sıkça kullandığı söylem.
  • NT (Nice Try): Güzel deneme. Birinin oyundaki çabasını başarılı olmasa bile takdir etmenin nazik bir yolu.
  • OMW: On my way, yani “yolda” anlamına geliyor ve oyuncunun oyunda bir yere veya hedefe doğru yolda olduğunu gösteriyor.
  • Cheese/Cheesing: Oyuncuların rakibi sinir edecek şekilde uyguladığı stratejiler ve numaralar. Bu stratejiler pek beceri içermeyen ve bazen oyunun eksik yanlarını kullanmayı içeren taktiklerdir. Oyunu bile kazandırabilir fakat pek de iyi niyetli şeyler değil özetle.
  • Crafting: Bir oyun dünyasında bulunan temel malzemeleri kullanarak yararlı eşyalar, silahlar, mühimmat veya binalar inşa etmek. Rust ve ARK: Survival Evolved gibi oyunlarda çok duyarsınız.
  • Combo: Rakibe karşı ardı arkası kesilmeyecek şekilde farklı saldırılar gerçekleştirme, skill (yetenek) kullanma eylemi. Genellikle yakın kapışma sahnelerinde gerçekleşir.
  • HP: ‘Hit Point (Can Puanı)’ veya bazen ‘Health Point’in (Sağlık Puanı) kısaltmasıdır. HP, öldürülmeden önce alabileceği toplam hasar miktarını ifade eder. Genellikle oyunlar sağlık çubuğunu göstermek için yeşil renk kullanır, ancak her zaman böyle olacak diye bir kaide yok.
  • MP (Magic Point): Büyü puanı, bazı oyunlarda büyülü saldırılarınızın gücünü ve kullanma miktarını etkileyen bir istatistiktir. Bazen mana ile dönüşümlü olarak kullanılır.
  • Health Potion (Can Potu, Sağlık İksiri): Yukarıda bahsettiğimiz sağlık puanını dolduran iksir. Genellikle can barının bir kısmını doldurur, birden fazla kez kullanılabilir.
  • Mana Potion (Mana Potu, Mana İksiri): Aynı şekilde, mana barını doldurmak için kullanılan iksir. RPG türü oyunlarda büyülü saldırılarınızın gücünü etkileyen bir istatistik.
  • Combat: Rekabetçi oyunlarda savaş, kapışma ortamı.
  • CC (Crowd Control): Kalabalık kontrolü anlamına gelen CC, MOBA ve MMORPG türündeki oyunlarda kalabalık rakip grupların hareketini, kısıtlamak ve engellemek için kullanılmakta.
  • Free: Ücretsiz olarak oynanabilen her türlü oyun, eklenti, yazılım ve içerik.
  • Backwards Compatibility (Geriye Dönük Uyumluluk): Bir oyun konsolu, donanım veya çevre biriminin önceki nesil donanım ve yazılımlarla uyumlu olması.
  • Demo: Bir oyunun kısa tanıtımı, oyuncuların beğenisini kazanmak için sunulan bir ön gösterim.
  • Retro Gaming: Eski yıllardan, çocukluktan kalma oyunlar.
  • Respawn: Oyunlarda öldükten sonra yeniden canlanma.
  • Rush: Oyunda hızlı şekilde topyekün saldırı yapma eylemi. Diğer yandan, bir oyun hedefini erkenden ele geçirme girişimi için de kullanılabilir.
  • Ragequit, rq: Oyun bitmeden, ani bir öfkeyle veya başka bir nedenle oyunu aniden pılını pırtını toplamadan terk etme eylemi.
  • Raid: Grup halindeki oyuncuların güçlü düşmanları veya boss’ları yenmek için birlikte çalıştığı, büyük ölçekli bir işbirlikçi oyun aktivitesi. Rust gibi oyunlarda rakibe karşı yapılan toplu operasyon.
  • Remaster: Mevcut bir oyunun güncellenmiş versiyonu. Genellikle geliştirilmiş grafikler, ses ve bazen de oyun mekanikleri içerir. Bir remaster, orijinal oyunu geliştirirken temel deneyimini korumayı, onu modern kitleler için daha çekici hale getirmeyi ve daha yeni donanımlarla uyumlu hale getirmeyi amaçlar.
  • RMT (Real Money Trading): Oyun içi öğeleri, para birimini veya hizmetleri gerçek dünya parasıyla alıp satma eylemi. Bu süreç oyunun ekonomisini bozabileceği ve RMT’ye katılan oyunculara haksız bir avantaj sağlayabileceği için çoğu oyunun hizmet şartlarına aykırıdır.
  • Party (Parti): bir oyunda birlikte oynayan ve genellikle ortak bir hedef veya amaç doğrultusunda çalışan oyuncu grubunu ifade eder.
  • Party Game (Parti Oyunu): Bir grup insanla oynanması amaçlanan, herkesin katılabileceği eğlenceli ve parti benzeri mücadeleler içeren bir oyun. Mario Party, en popüler ve en uzun süredir devam eden parti oyunlarından biri.
  • Patch (Yama): Oyunda genellikle otomatik olarak ve internet üzerinden yapılan bir değişiklik. Bir yama özellikler ekleyebilir, haritaları değiştirebilir veya karakterleri güçlendirebilir ya da zayıflatabilir.
  • OP (Overpowered): ‘Aşırı güçlü’nün kısaltması olan OP, diğerlerinden önemli ölçüde daha etkili olan belirli oyun içi yeteneklere, silahlara veya oyun tarzlarına atıfta bulunmakta. Ayrıca karşı tarafta olan çok güçlü bir düşman için de kullanılabilir.
  • Open World (Açık Dünya): Geniş bir harita ve çevreye sahip olan ve (çoğunlukla) her yere gidebilmeniz anlamında “açık” olan bir oyun türü. Birçok MMORPG ve hayatta kalma oyunu açık dünyalıdır. Far Cry ve Red Dead Redemption gibi yapımlar örnek olarak gösterilebilir.
  • Mouselook: Hareket ederken ve ateş ederken çevreyi taramak için fareyi kullanmanın bir yolu.
  • FOV (Field of View, Görüş Alanı): FOV, 3D oyunlarda etrafın, yani oyun dünyasının ne kadarlık kısmını görebileceğinizi etkiler. FOV değeri yüksek olduğunda alanı daha geniş görürsünüz.
  • FPS (Frame per Second, Saniye Başına Kare): Kare hızı, kare olarak bilinen tekli görüntülerin ekranda ne kadar hızlı göründüğünü gösteren bir ölçüdür. Sık sık duyduğunuz FPS terimi Frame per Second, yani saniye başına kare anlamına geliyor. Bu bağlamda, yüksek FPS rakamlarından bahsettiğimizde aslında bir saniyede ne kadar yüksek sayıda kare üretilebildiğini tanımlamış oluyoruz. Bildiğiniz gibi, tüm videolar, fotoğraflar ve oyun görselleri bir araya gelen bir dizi kareden meydana geliyor. Bu karelerin sayısı çok fazla olduğundan ve belirli bir uzaklıktan baktığımız için tek tek ayırt etmemiz mümkün değil. İnsan gözü kare dediğimiz bu küçük resimlerin hızla değiştiğini gördüğünde her şeyi bir hareket olarak yorumlamakta.
  • FPS (First-person Shooter): Oyun esnasında karakteri kontrol ederken etrafa onun gözünden bakar ve hareket ettirirsiniz. Call of Duty, Valorant, Doom, Halo ve Counter-Strike gibi oyunların tümü FPS türündedir.
  • Frag: Frag teriminin iki ayrı anlamı var. Bunlardan ilki, kill almak, yani rakipleri öldürmek. Diğer anlamı ise “frag grenade’den” gelen el bombası.
  • F2P (Free to Play): Oynaması ücretsiz oyunlar için kullanılan tabir. Oyunun tamamı veya bir bölümü ücretsiz olabilir. Ancak genellikle oyun içinde haritalar, modlar ve bazı ekipmanlar gibi birçok şey ücretlidir.
  • Farming: Oyun içinde XP, para veya başka bir oyun içi para birimi elde etmek amacıyla belirli bir alanda bazı görevleri tekrar tekrar yerine getirmek.
  • Feed, Feeding: Oyun esnasında “kasıtlı şekilde” rakibe avantaj sağlayacak şeyler yapmak. Yani düşman takımına sürekli ölmek ve onlara oyunu kazandırmak gibi. Kelime anlamı olarak da bir nevi rakibi beslemek.
  • Dungeon (Zindan): Genellikle normal oyundan daha yüksek ödüller veya ganimetlerle dolu, savaş ve/veya bulmaca öğelerinden oluşan, özenle tasarlanmış ve zorluklar içeren bir yerleşim yeridir.
  • Easter Egg: Geliştiriciler tarafından oyunun içinde bir yerlere gizlenmiş, oyunun veya hikâyenin bir parçası olmaktan ziyade eğlenceli bir ayrıntı olarak orada bulunan bir tür sır.
  • Autosave (Otomatik Kaydetme): Otomatik kaydetme, birçok bilgisayar uygulamasında ve video oyununda bulunan, programdaki veya oyundaki mevcut değişiklikleri veya ilerlemeyi otomatik olarak kaydeden bir kaydetme işlevi.
  • Add-on: Eklenti, indirilebilir içerik.
  • Ban: Yasaklanmak. Çevrimiçi oyunlarda, bir oyuncuyu sunucudan atma ve ardından geri dönmesini engelleme araçları kullanma eylemi. Bu genellikle bir kara liste kullanılarak gerçekleştirilir.
  • Battle Pass: Oyunu oynayarak ve belirli zorlukları tamamlayarak oyuncuyu oyun içi öğelerle ödüllendiren, kademeli bir sistem aracılığıyla oyun için ek içerik sağlayan bir tür oyun içi para kazanma yöntemi.
  • Console (Konsol): Birincil amacı oyun oynamak olan bir bilgisayar. Bir diğer anlamı ise Quake ve Counter Strike gibi oyunlarda komut istemi kullanımı.
  • Aggro: MMO türündeki oyunlarda yaygın olarak kullanılan bir terim olan aggro, düşmanın dikkatini çekmek anlamına geliyor. Bazen özel büyüler kullanarak, bazen de ön plana çıkarak dikkat ve hasar çekme işi. Genellikle tanklar bu işi üstlenir.
  • Cooldown (Yeniden Kullanım Süresi): Bir becerinin (skill dediğimiz) kullanımından sonra tekrar kullanılana kadar geçen süre. Bir skill attıktan sonra bir süre tekrar aktif olması için belirli bir süre geçmesi gerekir.
  • Biome: Genellikle Minecraft gibi prosedürel olarak oluşturulmuş oyunlardan bahsederken kullanılan biyom, bir alanı oluşturan unsurları ifade eder. Bu unsurlara fayans seti, müzik, düşmanlar, arazi, bitkiler ve hayvanlar dahil olabilir.
  • Balance (Denge): Denge, bir oyunda tüm oyunculara eşit fırsatlar sağlamak için güç, yetenek veya kaynakların adil bir şekilde dağıtılması anlamına geliyor.
  • Beat ’em up: Göğüs göğüse dövüş oyununda düşmanlarla savaşmayı içeren bir tür. Önemli beat ’em oyunları arasında Streets of Rage, Treachery in Beatdown City ve River City Girls sayılabilir.
  • Bullet Sponge (Mermi Süngeri): Öldürülmesi için çok kez hasar alması gereken düşman. Mermileri emen bir sünger vurgusu yapılmak isteniyor.
  • Bush Camper: Oyunlarda kamuflaj için çalıların altına saklanan oyuncular için kullanılan söylem.
  • Casual Gaming: Basit ve kolay olan, hardcore (zorlu, rekabetçi) oyunculara yönelik olmayan hafif oyunlar.
  • Abandonware: Artık fazla satılmayan, rağbet görmeyen ve ücretsiz dağıtılsa bile neden ücretsiz dağıtılıyor diye sorgulanmayacak oyun ve yazılımlar için kullanılan bir terim.
  • Achievement (Başarım): Oyununa bağı olarak, oyun içinde size listeler halinde verilen görevleri tamamladığınızda başarım kazanırsınız. 50 kez oyun oynamak ve 100 kişi öldürmek vb. gibi.
  • Campaign: Oyuncunun bir dizi seviyede ilerlemesini sağlayan ve çoğunlukla hikayeli olan, genellikle tek oyunculu bir oyun modu.
  • Avatar: Bir oyun hesabında veya oyunda kullanılan isteğe bağlı profil resmi. Avatarlar genellikle bir oyundaki karakterlerdir. Ayrıca bir sanatçının orijinal karakteri veya fikrinden türetilen karakterler de olabilir.
  • Beta: Hyecan yaratmak ve geliştiricilere geri bildirim sağlamak için yayınlanan, yakın tarihte çıkacak bir oyunun erken sürümü. Alpha sürümünden daha eksiksizdir lakin hatalar yaşanabilir.
  • Closed Beta (Kapalı Beta): Yalnızca davetiyesi olanların erişebildiği bir beta. Bu davetiyeler genellikle etkinliklerde veya yayınlarda verilir.
  • Alpha: Genellikle halk tarafından erişilemeyen bir oyunun erken versiyonu.
  • Early Access (Erken Erişim): Bazen yayıncılar oyunlar henüz tam olarak piyasaya çıkmadan gelişim aşamasında olan oyunları erken erişime açar. Oyunu erken erişimde oynayanlar test aşamalarına katılabilir.
  • Cloud Gaming (Bulut Oyun): Bulut oyunculukta oyunu çalıştıran ve tüm işlemleri arka planda gerçekleştiren sunucular vardır. Esasen bulut oyunculuk bir video akışı hizmeti gibidir. GeForce NOW gibi hizmetlerde ağ üzerinden sunucular ile iletişim kurarız, eylemlerimiz karşı sunucuya çok hızlı şekilde iletilir. Sunuculardan ses ve video akışını sağlanır.
  • Gameplay (Oyun Oynanışı): Oyuncunun doğrudan oyun ile olan tüm etkileşimleri “gameplay” olarak tanımlanıyor. Oyun kuralları, oyuncu-oyun arayüzü, zorluklar, olay örgüsü ve oyuncunun oyunla bağlantısı gibi her şey.
  • Aimbot: Hilecilerin otomatik olarak karşı hedefe nişan almasını sağlayan can sıkıcı bir hile türü.
  • Aim Assist (Nişan Yardımı): Uyuncuların silahlarını nişanlamalarına veya düşmanları hedeflemelerine yardımcı olan bir özellik. Oyuncuların hedef almasına yardımcı olmak ve oyun deneyimini daha keyifli hale getirmek için tasarlanır. Örnek olarak, konsollarda FPS türünde oyunlar oynarken nişan almak zordur ve nişan yardımı oyunu daha oynanabilir hale getirir.
  • AoE: Area of ​​Effect’in kısaltması olan AoE, belirli bir alanı kaplayan ve hasar veren etkiye sahip saldırıları ifade ediyor.
  • Battle Royale: En son ayakta kalan olarak kazandığınız bir oyun. Genellikle oyun devam ederken oyuncuları bir araya getirmek için sürekli daralan bir mekanizma vardır. PUBG, Fortnite ve Call of Duty: Warzone birer örnek.
  • Action (Aksiyon): Adından da anlaşılacağı üzere, heyecan, adrenalin ve hareketlilik barındıran oyunlara aksiyon oyunu denir. Genellikle dövüş, çatışma veya yoğun fiziksel zorluklar içerir. Bu tür oyunlardaki karakterler cesur ve dinamiktir, hızlı tempolu oynanışı geliştiren güçlü veya etkileyici bir ses stiline sahiptir.
  • Adventure (Macera): Genel olarak oyuncunun hikayedeki bir karakterin rolünü üstlendiği, farklı dünyalara yelken açtığı oyun türüdür. Macera oyunları, oyuncuların ilgi çekici hikayeleri ortaya çıkarmak için heyecan verici dünyalarda gezinmesiyle keşif ve anlatıya odaklanır. Bu oyun kategorileri genellikle duygu ve gizemi uyandıran anlatı tarzı seslendirmeler barındırır. Verilen görevleri ve bulmacaları çözme, problemlerin üstesinden gelme gibi zorlu şeyler gerektirebilir. Bazı oyunların tamamlanması uzun zaman alabilir.
  • Action-Adventure  (Aksiyon-Macera): Aksiyon-macera oyunları, mücadele ve bulmacaları ilgi çekici bir anlatı eğrisiyle birleştiren bir melez video oyunu türüdür. Seslendirme sanatçıları, çeşitli oyunlarla sürükleyici bir deneyim yaratmak için yoğunluğu çok yönlülükle dengeleyen dinamik bir ton kullanır.
  • MMO (Massively Multiplayer Online, Çok Oyunculu Çevrimiçi): MMO olarak tanımlanan oyunlar, geniş çevrimiçi dünyalarda büyük oyuncu topluluklarını içerir ve binlerce oyuncunun etkileşime girmesine, işbirliği yapmasına ve takım kurmasına olanak tanır. Bu video oyunu türleri listesi için ses stilleri ilgi çekicidir ve bireysel karakterlere göre uyarlanmıştır.
  • MOBA | Multiplayer Online Battle Arena: İki takımın bir savaşta karşı karşıya geldiği bir strateji oyunu türü.
  • Role-playing Game | RPG (Rol Yapma Oyunu): RPG türündeki oyunlar, oyuncuların karakterleri yönlendirmesine olanak tanır ve hikayeyi doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen seçimler sunar. Dramatik, karakter odaklı bir ses stili gerektirir.
  • Action Role-Playing Game | ARPG: Aksiyon rol yapma oyunu’nun kısaltması olan ARPG, öncelikli olarak dövüş, keşif ve karakter geliştirmeye odaklanan bir RPG alt türüdür. Genellikle uzun zindanlar ve zorlu boss kapışmaları gibi kullanıcıya adrenalin yaşatan sahneler içerir.
  • RTS (Real-time Strategy): Orduyla savaştığınız bir tür. Sıra tabanlı strateji de benzer. İkisi arasındaki fark isimlerde: Sıra tabanlıda her oyuncu sırayla oynar; RTS’de ikisi de çılgınca aynı anda hareket eder. Age of Empires ve Command and Conquer en ünlü iki yapım.
  • Simulation (Simülasyon): Simülasyon oyunları, işletmeler, yaşam tarzları veya fantezi dünyaları gibi gerçek dünya aktivitelerini taklit eden oyunlardır.
  • Strategy (Strateji): Strateji türündeki yapımlar, oyuncuların taktiksel düşünme ve kaynak yönetimini test eder, karar alma ve taktiksel becerilerini zorlamak için tasarlanmıştır.
  • Sport (Spor): Bildiğiniz gibi, spor oyunları gerçek dünya müsabakalarını dijital ortama taşır ve insanların hayranı olduğu sporcuları yönlendirmesine olanak tanır.
  • Puzzle (Bulmaca): Bulmaca oyunları oyuncuların mantık ve problem çözme yeteneklerine yöneliktir. Genellikle gizli seviyeler, yan görevler veya giderek zorlaşan zorluklarla bonus içerikler görürüz.
  • Platform Oyunları: Daha basit diyebileceğimiz platform oyunları, oyuncuları benzersiz fiziksel ortamlarda çeşitli engeller ve bulmacalar arasında bir karakteri yönlendirmeye zorlar.
  • Clan (Klan): Bir klan (veya lonca, guild), birlikte oyun oynayan, genellikle birden fazla oyuncu gerektiren zorlukların üstesinden gelen veya klandan klana savaşan bir oyuncu topluluğunu ifade eder. Bazı klanlar profesyonel oyunlarda rekabet eder.
  • Class (Sınıf): Her oyun için farklı bir karakter “türü”. Bazı sınıflar hasar vermeye, bazıları hasar almaya ve bazıları da diğer takım arkadaşlarını desteklemeye (support dediğimiz)  yönelik olabilir.
  • Assist (Yardım): Oyunlarda rakibi düşüren/öldüren kişiye yardım etmek, bir şekilde katkıda bulunmak. Örneğin canının bir kısmını eksilttikten sonra onu başkasının öldürmesi.
  • Co-op: Cooperative games’in kısaltması olan Co-op, iki veya daha fazla oyuncunun bir seviyeyi geçmek veya bir turu kazanmak için işbirliği yaptığı bir PVE oyunu veya oyun modunu temsil ediyor. Left 4 Dead yakından tanıdığınız bir örnek.
  • Clutch: Clutch, bir oyuncunun veya takımın maçı/turu kazanmasına yardımcı olan etkileyici performansı ifade ediyor. Örnek olarak, bir oyuncu tek başına kalıyor ve 4 kişi kalmış rakibi tek başına bitiriyor.
  • Crack: Oyunda fiil olarak kullanılıyor ve düşmanın kalkanını kırmak anlamına gelmekte.
  • COD: Call of Duty, şimdiye kadar piyasaya sürülmüş en büyük FPS serilerinden biridir.
  • Critical Hit (Kritik Darbe): Normal bir saldırıdan önemli ölçüde daha fazla hasar veren bir saldırı. Kritik vuruşların genellikle tetiklenme yüzdesi vardır ve oyuncuyu tatmin edici hissettirir.
  • CTF (Capture The Flag): Genellikle takım tabanlı FPS oyunlarında, rakibe ait bir bölgeyi ele geçirmek için yapılacak “bayrağı ele geçirme” eylemi.
  • Cutscene (Ara Sahne): Hikaye ilerlemesi amacıyla bir video oyununda etkileşimli olmayan, kullanıcıya izletilen bir sahne.
  • D-pad: Oyun kumandası üzerindeki yön tuşları (yukarı, aşağı, sol, sağ).
  • Deathmatch (Ölüm Maçı): Kazananın en çok öldüren oyuncu olduğu basit bir oyun modu. Daha çok nişancı oyunlarında görülür ve genellikle oyuncu öldükten sonra hız şekilde yeniden doğar.
  • Debuff: Bir oyuncuyu veya karakteri zayıflatan herhangi bir etki, yetenek. Zayıflatıcı yetenekler size bir düşman karakterin becerisi veya oyundaki bir eşya/bölge tarafından uygulanabilir.
  • bir tadımı, oyunun tamamını satın alabilecek oyuncular için bir yem. Oynanabilir demolar veya yeni ve yakında çıkacak bir sürüm için oyun içi oynanış, röportajlar ve diğer ilgili medyadan oluşan demolar vardır.
  • Developer (Geliştirici): Oyun ve yazılımları yaratan kişi veya ekipler.
  • DLC (Downloadable Content): İndirilebilir içerik, oyun piyasaya sürüldükten sonra oluşturulan ekstra içeriktir. Ekstra oyun modlarından karakter hikayelerine ve at zırhına kadar her şeyi içerebilir. İsteğe bağlı olduğu için yamadan farklıdır. PC, konsol ve mobil oyunlarda yaygın bir özellik haline geldi.
  • DC, Disconnect (Bağlantı Kesintisi): Bir oyuncunun çeşitli nedenlerden dolayı oyunla bağlantısının kesilmesi, oyundan çıkması.
  • Diff (Difference): Oyun sırasında bazı rakip oyuncular arasındaki bariz üstünlüğü, yarattığı farkı gösteriyor.
  • DPS (Damage per Second): Saniye başına hasar, bir karakterin ideal olarak saniyede vereceği hasar miktarıdır. Genellikle DPS, sürekli hasarı, yani süresiz olarak verilebilen hasarı tanımlamak için kullanılır. Hasar tek seferde verilirse, “ani hasar (burst damage)” olarak adlandırılır.
  • Draw Distance: Bir 3D oyunda çizilen dünya miktarı. Çizim mesafesinin ötesinde arka plan dışında hiçbir şey görülmez. Bir zamanlar “pop-in” yani nesnelerin çizim mesafesine geldiklerinde aniden ortaya çıkmasını gizlemek için sis efekti yaygındı.
  • Driving Simulator (Sürüş Simülatörü): Sürüşün doğru bir tasvirini sunmaya çalışan sürüş oyunu. Popüler Forza Horizon serisi bir sürüş simülatörüdür.
  • DRM (Digital Rights Management, Dijital Haklar Yönetimi): Dijital içeriğin kopyalanmasını önlemek için geliştiriciler tarafından kullanılan çeşitli stratejileri ifade eder ve korsanlığı yasaklama girişimidir. DRM, dijital medyadaki telif haklarını korumak için kullanılan bir sistemler koleksiyonu. DRM araçları, korunan medyanın (müzik, video ve e-kitaplar) oynatılmasını ve kullanımını yalnızca geçerli bir lisansa sahip kişiler ve cihazlarla sınırlar. Bu araçlar ayrıca telif hakkıyla korunan dijital medyanın yetkisiz kopyalanmasını ve dağıtımını da sınırlayabilir. DRM, hem indirilen medya dosyalarını hem de akışlı içeriği korumak için kullanılır.
  • Difficulty Level (Zorluk Seviyesi): Oyunu oynarken yaşadığınız zorluk seviyesi. Eğer zorluk seviyesi yüksekse bölümleri geçmekte zorlanırsınız, daha fazla zaman harcarsınız. Bazen sıkıcı olsa da bazen rekabet nedeniyle eğlenceli gelebilir.
  • Dual Wield: Basitçe söylemek gerekirse, iki silah taşıma ve kullanma yeteneği.
  • Dodge, Dodging: En basit haliyle rakipten kaçınmak, sıyrılmak. Oyunlarda rakip size bir hamle yaptığında onu boşa çıkarmak için yaptığınız ani hamle, aldatıcı yön değişiklikleri.
  • Emülatör: Farklı bir platform için geliştirilen oyunları desteklenmeyen platformda çeşitli yollarla çalıştırmanıza izin veren uygulamalar.
  • Elo: Rekabetçi oyunlarda oyuncuların beceri seviyelerini ölçmek ve karşılaştırmak için kullanılan bir derecelendirme sistemi. Oyuncunun oyun sonuçlarına göre göreceli becerisini, rakiplerinin derecelendirmelerini hesaba katarak hesaplar.
  • Enemy: Düşman, oyunlardaki rakipler.
  • E-Spor: Elektronik spor, rekabetçi oyunlarda profesyonel oyuncular ve takımlarla gerçekleştirilen aktivitelere verilen isim. Ucunda ödül olan bu etkinlikler ulusal veya uluslararası düzeyde olabilir.
  • Expansion Pack (Genişleme Paketi): DLC’den daha büyük olacak şekilde oyunlara yapılan eklemeler.
  • Exploit: Programlama veya mantık içinde oyunu istenmeyen şekillerde manipüle etmenize izin veren boşluklar bularak bir oyunun olağan kısıtlamalarını kırmanın bir yolu. ‘Glitching’ olarak da bilinir.
  • End-Game (Oyun Sonu): Bir oyunun ana senaryosunu takip eden, tipik olarak ana görevlerin mekanikleri üzerine ekstra olarak eklenen uzun oyun periyodu.
  • FFA (Free-For-All): Her oyuncunun diğer oyunculara karşı bireysel olarak yarıştığı çok oyunculu bir oyun modu
  • First Blood (İlk Kan): Çok oyunculu bir oyunda ilk öldürme anlamına gelir ve genellikle maçın gidişatını belirleyebilecek önemli bir başarı olarak kabul edilir.
  • Flame, Flaming: Oyunda veya çevrimiçi toplulukta bir kişinin diğer oyunculara sözlü olarak sataşması, sürekli oyununa karışması ve sinirli tavırları.
  • Flamer: “Flame” yapan sinirli kişi.
  • Fog of War: Strateji oyunlarında, düşman birimleri yalnızca kendi birimleriniz onları “görebilecek” kadar yakınsa size gösterilir. Geri kalan her şey “fog of war (savaş sisi)” altında örtülüdür.
  • Foozle: Oyundaki son boss.
  • Finisher: Zaten zayıf halde olan düşmanlara karşı gösterişli, özel animasyonlu ‘öldürücü darbe’ saldırısı. Mortal Kombat’taki Fatality buna bir örnek.
  • Fetch-quest: Oyuncunun bazı bölümleri ziyaret etmesi ve görevi tamamlamak için toplanan eşya/nesneleri geri getirip teslim ederek tamamladığı görev türü.
  • Fast Travel (Hızlı Seyahat): Bir oyun dünyasında iki sabit nokta arasında anında seyahat etmek. Bu genellikle oyuncuları oyun dünyasının aynı bölümlerini tekrar tekrar geçmekten kurtaran bir yaşam kalitesi iyileştirmesi olarak bir yükleme ekranı aracılığıyla yapılır, ancak çoğu durumda haritadaki belirli alanlar veya noktalarla sınırlıdır.
  • Gank, Ganking: ‘Gang (çete)’ ve ‘kill (öldürmek)’ kelimelerinden oluşan Gank, bir veya birden fazla oyuncunun rakip oyuncuya veya oyunculara beklenmedik bir şekilde, yani pusu kurarak saldırması. MOBA türündeki oyunlarda takım savaşı aşamasından önceki pusu.
  • Glitch, Glitching: Oyunlardaki bir hatayı temsil eder lakin bug’dan farklıdır, oyunu bozan köklü bir hata değildir. Genellikle kendini düzelten geçici bir hatayı tanımlamak için kullanılır.
  • Griefer, Griefing: Çevrimiçi bir oyunda diğer oyuncuları trollemek, engellemek, öldürmek ve rahatsız etmekle eğlenen bir oyuncu. Çoğu oyunda yasaklanabilir bir suçtur. Griefer’lar, takım arkadaşlarını sinir etmek için elinden geleni yapan oyunculardır, takım tabanlı oyunlarda takımlarının kaybetmesini sağlamak için her şeyi yaparlar. Bazen “troll” olarak da anılır.
  • Grinding: Puan, para, eşya veya işçilik malzemeleri toplamak için belirli bir görevi, görevi veya eylem setini tekrarlamak. Yani “farming” ile aynı şey.
  • God Mode: Bir oyuncunun karakterini oyundaki hasara veya diğer olumsuz etkilere karşı yenilmez kılan hile veya hack.
  • Gulag: Bazı oyunlarda Gulag, elenen oyuncuların ana oyuna yeniden katılabilmek için savaşmak zorunda kaldıkları bir alan veya mod.
  • GWK: Good work, keep it up, yani “iyi iş, devam et” anlamına gelir. Çevrimiçi topluluklarda genellikle diğer oyuncuları çabaları, başarıları için teşvik etmek veya övmek için kullanılır.
  • Guild (Lonca): Klan ile aynı şey.
  • Hacker: Çevrimiçi bir oyunda avantaj elde etmek için hile yazılımı kullanan oyuncu.
  • Hitscan: Kaçınılabilecek mermi atan silahların aksine, anında hasar veren silahlar.
  • HUD (heads-up Display): Baş üstü ekranı şeklinde çevirebiliriz lakin biraz anlamsız olur. Oyun ekranlarının bir kısmına yerleştirilen, bir oyuncunun herhangi bir zamanda kontrol etmek isteyeceği bilgileri içeren kutucuktur. HP, MP, mühimmat, kullanılabilir eşyalar, yetenekler ve daha birçok şey bu bölümde görüntülenebilir.
  • Haptic Feedback (Dokunsal Geri Bildirim): Bir nesnenin yüzeyinde hareket edebilen bir dizi tiz duyusal titreşim oluşturmak için ses bobini aktüatörlerini kullanan özel bir duyusal geri bildirim türü. PS5’in DualSense kablosuz kontrol cihazının temel bir özelliği.
  • Indie (Bağımsız): Bağımsız oyun stüdyoları genellikle küçük bir geliştirici ekibinden oluşur. Bazıları daha büyük yayıncılardan destek alır; diğerleri kitle fonlaması kullanır veya yatırımcı çeker. Bazıları ise üçünü birden yapar.
  • Immersive Sim (Simülasyon): Sürükleyici simülasyon, ortaya çıkan sistemler ve tutarlı kurallarla açık uçlu bir dünya sunarak oyuncu iradesine odaklanan bir video oyunudur. Her sürükleyici simülasyon bunu aynı şekilde yapmasa da, temel ilkeler bu oyunlarda tutarlıdır. Ateş ettiğiniz, becerilerinizi geliştirdiğiniz, konuştuğunuz, terminalleri hacklediğiniz, havalandırma deliklerini kullandığınız ve sayısız şey yaptığınız oyunlardır. GTA V gibi açık dünya oyunları bir sanal alanda oynamanıza izin verirken, sürükleyici simülasyonlar daha küçük dünyalarda gerçekleşir ve eylemlerinize daha fazla ağırlık verir.
  • Invisible Wall (Görünmez Duvar): Genellikle seviyelerin veya haritaların uzak kenarlarında bulunan ‘görünmez duvarlar’, oyun alanının kenarında bulunan ve oyuncuyu durduracak hiçbir şey olmasa bile daha ileri gitmesini engelleyen geçilmez sınırlardır.
  • IGL (In-Game Leader): Oyuncu terminolojisinde IGL, takımın oyun içi eylemlerini stratejilendiren ve koordine eden oyuncudur. Yani bir nevi takımı yöneten liderdir.
  • JRPG (Japanese Role-playing Game): Japon rol yapma oyunu, ağırlıklı olarak Japonya’da üretilen, genellikle parti tabanlı maceralara odaklanan ve çoğu zaman Japonya’nın Anime ve Manga sahnesinden etkilenen görsel bir stil sergileyen oyun türüdür.
  • Juggling (Hokkabazlık): Dövüş oyunları ve diğer stilize aksiyon oyunlarında yaygın olan hokkabazlık, bir rakibi havaya savurma ve tekrarlanan darbelerle havada tutma sanatıdır. Yani bir nevi rakibe aman vermeden oynamak.
  • Judder: Bazı karelerin diğerlerinden daha uzun süre devam ettiği ve özellikle kamera hareketinin algılanabilir bir ‘takılma’ sergilediği, genellikle eşit olmayan kare aralığından kaynaklanan tutarsız oyun içi hareket.
  • Jump Scare: Korku oyunlarında oyuncunun beklemediği bir anda, genellikle yüksek ses efekti eşliğinde aniden korkutucu bir unsur sunarak korkutmak için kullanılan bir teknik.
  • Juke: Spor oyunlarında rakipten kaçınmak için hızla yön değiştirmeyi içeren bir hareket.
  • Kiting: Düşmanı ilk bulunduğu yerden uzaklaştırma taktiği. Bu taktik dikkat dağıtmak, kaçınmak veya onları belirli tehlikelerden veya diğer düşmanlardan uzakta, daha uygun bir savaş alanına yönlendirmek amacıyla kullanılır.
  • Knockback: düşmanları veya oyuncuları etkinin kaynağından uzaklaştıran durum etkisi.
  • Ladder Mode: Ciddi oyun anlamına geliyor. Oyuncular benzer becerilere sahip oyuncularla eşleştirilir ve genellikle “lig” olarak adlandırılan gruplara yerleştirilir. Kazandıkça eşleştirme puanınız artar ve “merdiveni (ladder)” tırmanırsınız. Çoğunlukla “ranked” olarak bilinen şey.
  • Loadout (Yükleme): Bir oyuncunun maça veya savaş senaryosuna hangi silahlar, zırhlar, eşyalar ve yeteneklerle başlayacağını ifade eder. Çoğu durumda, bir ‘yüklemenin’ senaryonun kendisine ve oyuncunun tercih ettiği oyun tarzına göre dengelenmesi gerekecektir.
  • Loot Box (Ganimet Kutusu): Ganimet kutuları, oyuncuların ne elde edeceklerini bilmeden özel karakterler, silahlar veya kıyafetler gibi oyun içi ödülleri açmak için para harcamalarına olanak tanır. Oyuncu bir ganimet sandığı satın aldığında, oyunda kullanabilecekleri bir şey garanti altına alınır.
  • Mana: Kullanabileceğiniz büyü miktarını sınırlayan özel güç.
  • Map (Harita): Özellikle çok oyunculu bir oyunda oynadığınız seviye veya dünya.
  • Mekanik: Belirli bir oyunun nasıl işlediğini ve oyunun ortamında nelerin mümkün olduğunu tanımlayan genel bir terim; oyunun kuralları.
  • Motion Control (Hareket Kontrolü): Oyuncunun karakter hareketlerini kontrol etmek için oyuncunun fiziksel hareket etmesini gerektiren bir oyun sistemi. Nintendo Wii tarafından popüler hale getirilen hareket kontrolü, en yeni konsol ve taşınabilir sistemlerde mevcut.
  • Meta: Belli oyundaki oyuncu tabanının oyunu oynamak için en uygun yol hakkındaki mevcut fikri. Oyuncu toplulukları zaman içinde oyun için yazılı kurallar kullanmaya başlar, metalar doğal olarak gelişir.
  • Mode (Mod): Bir oyunun hayranları ve oyuncuları tarafından oluşturulan indirilebilir senaryo/eklenti. Bazen modlar küçüktür, örneğin yeni bir silah eklerler; bazen de “toplam dönüşüm modları” gibi çok ayrıntılıdırlar.
  • Mount (Binek): Ana oyuncunun oyun dünyasını dolaşmak için kullanabileceği, genellikle binilebilir bir yoldaş yaratık.
  • Nades: El bombalarının kısaltılmış argosu olan nades, fırlatılan tüm patlayıcı mermiler için kullanılan genel bir terimdir.
  • One-hit Kill, OHK (Tek Vuruşta Öldürmek): Türkçede ‘tek atmak’ olarak kullandığımız tabir, yani rakip oyuncunun tüm HP’sini tek bir vuruşta tüketebilen herhangi bir saldırı.
  • Peel: Saldırıya devam edebilmeleri için hasarı bir takım üyesinden uzağa yönlendirmek. Peeling rolü genellikle takımın defansif üyelerine bırakılır.
  • Permadeath: Karakterin tüm canlarını/HP’sini kaybettikten sonra yeniden canlanamaması.
  • Point-and-click: Fare ile “işaret ederek ve tıklayarak” dünyada gezindiğiniz bir macera oyunu.
  • QQ: Ağlamak. İki büyük q, yaşlı gözlere benzetilmekte.
  • Quick Time Event (QTE): Oyuncunun ekrandaki bir dizi istemi yanıtlaması, belirli ekrandaki eylemleri tetiklemek için doğru düğmelere basması gereken bir oyun senaryosu. Ara sahneleri daha etkileşimli hale getirme girişimi.
  • Rekt: “Wrekd, Wrecked”, yenilmiş yok edilmiş.
  • RNG: Rastgele sayı üretecinin kısaltması olan RNG, oyun tasarımında ödülleri ve deneyimleri önemli ölçüde etkileyebilecek ağırlıklı şans unsurlarını ifade eder. Eğer bir şey RNG tabanlı ise, bu onun davranışının rastgele bir şansa bağlı olduğu anlamına gelir.
  • Sandbox: Sandbox oyunları çok çeşitli olabilir ancak hepsi özgürce oynanabilecek bir dünya yaratmaya odaklanır. Ünlü sandbox oyunları arasında GTA serisi, Hitman serisi, Minecraft ve Kerbal Space Program gibi oyunlar yer alıyor.
  • Scrub: Oyunlarda başka bir oyuncuyu kızdırmak veya aşağılamak için kullanılan, onun en alt seviyede kötü olduğu anlamına gelen saldırgan bir kelime.
  • Stat (İstatistik): Bir karakterin oyundaki performansını etkileyen güç, çeviklik veya zeka gibi sayısal niteliklerini ifade eder.
  • Stealth (Gizlilik): Oyuncuların düşmanlar tarafından tespit edilmekten kaçınarak gizlice hareket etmelerine veya hareket etmelerine olanak tanıyan bir oyun mekaniği.
  • Stun (Sersemletme): Bir karakteri geçici olarak etkisiz hale getiren, hareket etmesini engelleyen bir durum etkisi. Türkçede “stun’ladım” şeklinde kullanılıyor.
  • Stamina (Dayanıklılık): Oyundaki karakterin dayanıklılığını veya enerjisini temsil eder, genellikle eylemleri veya yetenekleri gerçekleştirmek için kullanılır.
  • Sidequest: Bir oyunun ana görev dizisinin dışındaki ayrı bir yan görev.
  • Squeaker: Genellikle genç oyuncuları tanımlamak için kullanılan bir hakarettir.
  • Sweat, Sweaty: ​​Kazanmak için abartılı ve gereksiz bir şekilde çabalayan, çok çabalayan oyuncuları tanımlayan terim.
  • Speedrun: Bir oyunu olabildiğince hızlı geçmek.
  • Streamer (Yayıncı): Canlı bir izleyici kitlesi önünde oyun oynayan kişiler.
  • Turn-based (Sıra Tabanlı):  Oyuncuların geleneksel masa üstü oyunlarına benzer şekilde sırayla eylemde bulundukları bir kapışma tarzı.
  • Toggle: belirli bir ayarı, yeteneği veya işlevi açmak veya kapatmak anlamına geliyor. Farklı kamera görünümleri arasında geçiş yapmak, yetenekleri etkinleştirmek/devre dışı bırakmak veya oyun modlarını değiştirmek gibi bir düğmeye basarak veya menü seçeneğiyle oyun özelliklerini açıp kapatmak anlamına gelebilir.
  • Time-attack: Oyuncuların liderlik tablosunda yer almak için zamana karşı yarıştığı bir oyun modu.
  • Tilt, Tilted: Tilt olmak. Bir oyuncunun duygusal olarak hayal kırıklığına uğraması, performansının olumsuz etkilenmesi durumu.
  • Unlock (Kilit Açma): Belirli oyun içi zorlukları tamamlayarak kullanıma sunulan özel öğeler, oyun modları veya görünümler, genellikle oyunu belirlenen parametreler dahilinde yenmekle ilişkilendirilir.
  • Vanilla: Modlar veya ince ayarlar içermeyen, orijinal el değmemiş haldeki oyun/yazılımları ifade ediyor.
  • Whisper (Fısıltı): Oyunlarda kullanıcılar arasında geçen özel diyaloglar.
  • WOW: Blizzard’ın efsanevi MMORPG serisi World of Warcraft’ın kısaltması.
  • CPU (Central Processing Unit): İşlemci, sahip olduğunuz hemen hemen çoğu elektronik cihaz için temel bir birimdir. İşlemciler ya da Merkezi İşlem Birimi (Central Processing Unit), verilen komutların işlenmesinden ve yerine getirilmesinden sorumlu bileşendir.
  • Core (Çekirdek): Çekirdekler bir CPU içindeki gerçek işlem birimleridir ve işlemciler çok sayıda çekirdeğe sahip olabilir. Ayrıca bazen GPU’nun içindeki daha küçük işlem birimleri için de çekirdek tabiri kullanılabiliyor.
  • Thread (İş Parçacığı): Çekirdekler, Intel CPU’larda Hyper-Threading ve AMD çiplerinde Simultaneous Multi Threading (SMT) adı verilen bir teknoloji sayesinde aynı anda birden fazla işlem gerçekleştirebilir.
  • GPU (Graphics Processing Unit): Grafik İşlem Birimi ya da kısaca GPU, teknolojik cihazlarda grafikleri üretmekten sorumlu birim. Ekran kartlarında yer alan GPU’lar, işlemcilerde (CPU) olduğu gibi silisyum bazlı yarı iletken trasistörlerden meydana gelir ve çalışmaları için elektrik akımı gerekir.
  • RAM (Random Access Memory): Rastgele Erişimli Bellek, bilgisayarınızdaki geçici depolama alanıdır, işlemciye kısa vadede çok hızlı şekilde veri depolama ve erişim sağlar. SSD ve HDD’de olduğu gibi veriler kalıcı olarak tutulmaz, uçucudur.
  • eGPU (External Graphics Processing Unit, Harici Grafik İşleme Birimi): eGPU, normal bir dizüstü bilgisayarı tek bir kablo aracılığıyla harici bir ekran kartına bağlamak üzere benimsenen bir yöntem. Yapısı gereği dizüstü bilgisayarlarımız daha çabuk ısınır, içerisindeki donanımlar da soğutma kapasitesine uygun olacak şekilde tasarlanır. eGPU olarak bilinen harici GPU’lar, dizüstü bilgisayarlardaki bu engelleri aşmak üzere geliştirilen farklı bir çözüm.
  • VRAM (Video Belleği): Ekran kartınızın içinde yer alan, grafiklere özel video belleği. Yüksek grafik ayarları ve yüksek çözünürlükler aktif edildiğinde VRAM kullanımı artar. Bu da takılmalara ve düşük performansa neden olabilir.
  • Stream Processor (Akış İşlemcisi): Kabaca bir işlemcinin çekirdeklerine benzeyen Akış İşlemcisi GPU’nun temel parçasıdır. Bir GPU’da binlerce çekirdek yer alabilir, paralel hesaplama becerisi sayesinde büyük hesaplama gücü ortaya çıkar. AMD tarafında Stream Processor (SP), NVIDIA tarafında ise CUDA Çekirdeği şeklinde adlandırılıyor.
  • CUDA Çekirdeği: Akış İşlemcisine benzeyen CUDA Çekirdekleri, en basit tabirle NVIDIA GPU’larda bulunan paralel işlem birimleridir. Bu çekirdekler, hesaplamalar yaparak ve görevleri CPU ile paralel olarak yürüterek GPU’ların render uygulamaları ile birlikte işlemeye katkıda bulunmasını sağlar. Dahası, CUDA Çekirdekleri CUDA programlama için özel olarak tasarlanmakta. Bu da geliştiricilerin GPU’ların gücünü yalnızca işleme dışında genel amaçlı bilgi işlem görevleri için kullanmasına olanak tanıyor.
  • Driver (Sürücü): Aygıt sürücüsü, bir bilgisayara bağlı donanım bileşenlerini veya çevre birimlerini yöneten, bunların bilgisayarla sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlayan, kullanıcı arayüzü (UI) olmayan bir yazılım programıdır. Başka bir deyişle, PC’ye bağlı belirli bir aygıtı çalıştıran özel bir yazılımdır. Donanıma bir yazılım arayüzü sunarak işletim sistemlerinin ve diğer bilgisayar uygulamalarının donanım işlevlerine erişmesini sağlar.
  • WHQL: Windows Hardware Quality Labs (Windows Donanım Kalite Laboratuvarları) kelimelerinin kısaltması olan WHQL, işletim sistemleriyle uyumluluk için donanım ve sürücülere yönelik test hizmetleri sağlayan bir Microsoft platformu.
  • XMP (Extreme Memory Profile): Yüksek frekans hızlarıyla pazarlanan bellekler genelde varsayılan olarak daha düşük hızlarda, JEDEC tarafından belirlenen standartlarda çalışır. Bu varsayılan ayarları değiştirmediğiniz sürece kullandığınız bellekler kararlılığı sağlamak için sabit hızda çalışmaya devam edecektir. Intel, RAM hızlarını ve zamanlama değerlerini basit ve pratik bir şekilde ayarlamamız için Extreme Memory Profile teknolojisini geliştirdi. XMP profilleri üreticiler tarafından önceden ayarlanır, profilleri aktifleştirdiğimizde önceden yapılan ayarlar geçerli olur.
  • EXPO (Extended Profiles for Overclocking): AMD’nin geliştirmiş olduğu Intel XMP alternatifi bellek profil teknolojisi. Bilgisayar kullanıcılarının yeni bir sistem topladıktan sonra ilk yaptığı işlerden birisi de XMP’yi aktif etmektir. Az önce bahsettiğimiz XMP, Intel tarafından geliştirildi. AM5 platformu ve Ryzen 7000 serisiyle birlikte EXPO adında alternatif bir teknoloji sunuldu. EXPO tarafından sunulan hazır overclock profilleri önceden test ediliyor ve onaydan geçiyor.
  • Rendering: Grafik oluşturma (rendering), bir sahnedeki nesnelerin geometrisi ve konumu, sahnenin görüntülendiği konum ve sahneyi aydınlatan ışık kaynakları gibi temel bilgileri içeren bir dizi talimattan (model olarak adlandırılır) bir sahne oluşturan çok aşamalı bir işlemdir. Bir sahne işlendikten sonra, işleme sonrası efektlerle ekranda görülen görüntüye dönüştürülür.
  • Anti-aliasing (Kenar Yumuşatma): Kenar yumuşatma, nesnelerin kenarlarında görünen piksellerin pürüzlü kenarlarını düzelten teknolojiler:
    • TAA – Temporal Anti-Aliasing: Kenar yumuşatma algoritmasını beslemek için mevcut ve geçmiş karelerden gelen bilgileri kullanır.
    • FXAA – Fast Approximate Anti-Aliasing: Performans düşüşünü ve görüntü kalitesini azaltarak anti-aliasing sağlamak için tüm ekran boyunca çalışır.
    • SMAA – Subpixel Morphological Anti-Aliasing: FXAA’ya benzer şekilde çalışıyor, ancak görüntü kalitesini artırmak için piksel başına birden fazla örnek kullanır. FXAA’dan daha çok kaynak tüketme eğilimindedir.
    • MSAA – Multisample Anti-Aliasing: Kenar yumuşatma gerçekleştirmek için kenarların etrafındaki piksellerden birden fazla örnek alır ve performansı önemli oranda düşürebilir.
  • Ambient Occlusion (Ortam Tıkanıklığı):- Işığın başka bir nesneye ulaşmasını engelleyen (tıkayan) nesnelerin oluşturduğu gölgeler. Örneğin, rafta duran bir kitap, rafın tabanıyla buluştuğu yerin yakınında yumuşak bir gölge oluşturacaktır. Bu ortam tıkanıklığıdır.
  • Anisotropic Filtering: Bu, eğik açılardan bakıldığında dokuların kalitesini artıran doku filtrelemesidir. Genel olarak kabul edilebilir performans düşüşü olsa da, büyük dokular ve düşük miktarda VRAM ile kullanımı zorlaşabilir.
  • Asynchronous Compute (Eşzamansız Hesaplama): Hesaplamanın oyunda eşzamansız bir şekilde gerçekleşmesine izin verir. Örneğin, GPU’nuz oyunu oluşturmaya devam ederken CPU’nuz varlıkları yüklemeye ve sıkıştırmayı açmaya başlayacaktır. Bazen daha istikrarlı bir oyun deneyimi için performans etkisine neden olur.
  • Global Illumination (Global Aydınlatma): Sadece doğrudan ışık kaynaklarını değil, bir sahnedeki tüm ışık kaynaklarını dikkate alan aydınlatma. Herhangi bir kaynaktan gelen ışıktan ziyade sahnenin genel ışığını etkileyen yansımaları, ışık sıçramalarını ve gölgeleri içermekte.
  • LoD – Ayrıntı Seviyesi: Çoğu PC oyunu, kameranın görüş alanı dışında olduklarında nesnelerin ilkel, düşük kaliteli modellerini kullanır ve kamera yaklaştıkça LoD’yi ayarlayarak daha ayrıntılı modellerle değiştirir.
  • Ray Tracing (Işın İzleme): Yansımaları, gölgeleri ve global aydınlatmayı hesaplamak için bir ışıktan çıkan ışınların sahne boyunca takip edildiği bir aydınlatma tekniği. Özellikle bir oyun path tracing (yol izleme, tam ışın izleme olarak da bilinir) kullandığında donanıma çok fazla yük bindirir.
  • Screen Space Shadows ve Reflections: Kameranın görebildiklerine dayanarak yansımaları ve/veya gölgeleri hesaplayan bir teknik. Ekran alanı efektleri yalnızca bir şey kameranın görüş alanında olduğunda yansır veya gölgeleri gösterir; yansımaları veya gölgeleri ışın izleme ile hesaplamaktan çok daha az yük bindirmekte.
  • Shader (Gölgelendirici): Ekran kartınızda işlenen nesneler. Daha karmaşık gölgelendiricilerin ekran kartınızda çalışması daha uzun sürer, bu da görüntü kalitesini artırırken performansı düşürür.
  • Tessellation (Mozaikleme): Nesneler üzerindeki üçgenlerin karmaşıklığı. Modeller üçgenlerden oluşur ve daha yüksek mozaikleme değerleri daha fazla üçgene yol açarak model kalitesini artırırken performansı düşürür.
  • Variable Rate Shading (Değişken Oranlı Gölgelendirme): Gölgelendirici karmaşıklığının bir sahnenin farklı bölümleri için değişken olduğu bir teknik. Görüntü kalitesini aynı tutmaya çalışırken performansı artırır.
  • Ghosting (Gölgelenme): Ekranda hızla hareket eden bir nesnenin izi, önceki karelerdeki nesnenin soluk bir versiyonunu gösterir. Bu durum genellikle önceki karelerdeki verilerin geçerli kareyi hesaplamak için kullanıldığı TAA gibi kenar yumuşatmalarda ortaya çıkar.
  • Shimmering (Parıltı-Işıldama): Uzaktaki ayrıntıların parıltıyla ışıldıyormuş gibi göründüğü efekt. Bu sorun, algoritmanın ince ayrıntılar için bilgileri hesaplayamadığı ve uzakta parıltılı bir etkiye yol açan algoritma tabanlı yükseltme ile kendini gösteriryor.
  • Tearing (Yırtılma): Ekranda aynı anda iki kare göründüğünde, ikisi de tam olarak işlenmemiştir. Bu kare hızınız ile monitörünüzün yenileme hızı arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanıyor ve Sync teknolojileriyle düzeltilebilir.
  • Bloom: Parlak ışıklar aşırı pozlandığında kameranın davranışını taklit eden bir render efekti. Bu pozlama, kenarlarda ışık çiçek açıyormuş gibi görünen bir ışık saçağı oluşturur.
  • Chromatic Aberration: Kamera lenslerindeki renk dağılmasını gerçek dünyadaki etkisinin bir taklidi. Nesnelerin kenarlarında renklerin (genellikle kırmızı ve mavi) bozulmasına neden olur.
  • Depth of Field (Alan Derinliği): Kamera lensleriyle elde edilebilen bulanık arka planı taklit etmeye çalışır. Alan derinliği genellikle oyunlarda bir filtre olarak uygulanmaz ve kapatılması performansı artırabilir.
  • Motion Blur (Hareket Bulanıklığı): Bir kameranın deklanşör hızının neden olduğu bulanıklığın bir benzetmesi. Genellikle fazla kaynak tüketmese de, bazı oyunlar bir sahnedeki her nesne için hareket bulanıklığını hesaplar ve bu da bilgisayarınızı zorlayabilir.
  • Vignette (Vinyet): Ekran kenarlarının karartıldığı, bazı kamera lenslerinin sahip olabileceği dairesel etkiyi simüle eden bir efekt. Bunun performansa etkisi yoktur ve her zaman ayarlanabilir değildir.
  • Upscaling (Yükseltme) ve Downsampling (Alt Örnekleme): Artık çoğunlukla tüm oyunlar bu özelliği destekliyor. Oyunun başlangıcında çözünürlüğü belirtmeniz gereken günler geride kaldı. Upscaling, oyunun çözünürlüğünü monitörün doğal çözünürlüğünün altına düşürmekten başka bir şey değil ve genellikle tercih edilmez. Benzer şekilde Downsampling, oyunun çözünürlüğünü monitörün doğal çözünürlüğünden daha yükseğe çıkarma işlemidir. Bu iki ayar “alt piksel toplama” ve “alt piksel bölme” işlevlerine ihtiyaç duyar. Downsampling sırasında pikseller mevcut çözünürlükte alt pikseller oluşturmak için toplanır. Yani oyun çözünürlüğünü monitörün doğal çözünürlüğünün iki katı altına düşürdüğünüzde, GPU ekranın çözünürlüğünü belirttiğiniz gibi simüle eder ve görselleştirir. Bu, doğal çözünürlüğün iki pikselini kullanıcının belirlediği yeni çözünürlüğün bir pikseli olarak kabul ederek dinamik olarak yapılır. Downsampling sırasında GPU görüntüyü daha yüksek çözünürlükte işler ve pikselleri monitörün doğal çözünürlüğüyle orantılı alt piksellere böler ve bunları aşağı örneklenmiş olarak görüntüler.
  • Screen Space Shadows and Reflections: Kameranın görebildiklerine dayanarak yansımaları ve/veya gölgeleri hesaplayan bir teknik. Ekran alanı efektleri yalnızca bir şey kameranın görüş alanında olduğunda yansır veya gölgeleri gösterir; yansımaları ve gölgeleri hesaplamak ışın izlemeye kıyasla çok daha hafif iş yükü gerektirir.
  • Tesselleation (Mozaikleme): Nesneler üzerindeki üçgenlerin karmaşıklığı. Modeller üçgenlerden oluşur ve daha yüksek mozaikleme değerleri daha fazla üçgene yol açarak model kalitesini artırırken performansı düşürür.
  • Variable Rate Shading (Değişken Oranlı Gölgelendirme): Gölgelendirici karmaşıklığının bir sahnenin farklı bölümleri için değişken olduğu bir teknik. Görüntü kalitesini aynı tutmaya çalışırken performansı artırır.
  • Checkerboard Rendering: Checkerboard rendering veya checkerboarding, düşük güçlü işlemcilerin yüksek çözünürlüklü görüntüleri oluşturmasına yardımcı olan bir teknik. Genellikle her karedeki piksellerin yarısının bir dama tahtası deseninde işlenmesini ve eksik piksellerin işlenen piksellerden, önceki kareden gelen bilgilerden veya her ikisinden çıkarılmasıyla süreç işler. Doğal görüntülemeye göre daha az ayrıntılı veya daha bulanık görüntüler üretir.
  • Draw Distance (Çizim Mesafesi): Çizim mesafesi, nesnelerin üç boyutlu olarak çizildiği bakış noktasından olan uzaklıktır. Çizim mesafesinin ötesindeki nesneler 2B arka plan olarak çizilir. Çizim mesafesi kısa olduğunda, nesneler siz onlara yaklaştıkça aniden görünür hale gelir.
  • Dynamic Resolution Scaling (Dinamik Çözünürlük Ölçekleme): Dinamik çözünürlük ölçeklendirme, bir sistemin işlemcisine binen yük arttığında veya azaldığında ekran çözünürlüğünü ayarlar. Yoğun veya yoğun sahneler sırasında kare hızını sabit tutmak için kullanılır. Çözünürlük çok fazla düşürülürse görüntü netliğini ve ayrıntılarını kaybeder; yeterince düşürülmezse kare hızı düşer.
  • Frame Pacing: Kare (çerçeve) aralığı, her karenin bir sonraki kareyle değiştirilmeden önce ekranda ne kadar süre kaldığını gösterir. Örneğin kare aralığı doğru ise kare hızı 60 FPS olduğunda her kare ekranda yaklaşık 16,66 ms (milisaniye) kalır. Kare aralığı kötü yapıldığında ortalama kare hızı 60 FPS olabilir ancak her bir kare 16,66 ms’den daha uzun veya daha kısa görünür. Kötü kare aralığı dalgalı veya takılan görsellere sebebiyet verir.
  • Photogrammetry: Fotogrametri, bir nesne üzerindeki noktalar arasındaki mesafeleri ölçmek için birçok açıdan çekilen fotoğrafların kullanılmasını ifade eder. Bu mesafelere dayalı bir harita daha sonra nesnenin dijital bir modelini oluşturmak için kullanılır. Fotogrametri nesnelerin ve sahnelerin son derece gerçekçi görünmesini sağlar.
  • Post Processing: Sonradan işleme olarak bilinen teknik, görüntü ekranda görüntülenmeden önce ekran kartındaki bir tamponda işlenen bir görüntüye grafik efektler ekler.
  • Windows Mode (Pencere Modu): Oyununuzun tam ekranda mı yoksa pencerede mi çalışmasını istiyorsunuz? Seçimi buradan yapabilirsiniz. Ek bir not olarak, çoğu oyun tam ekranda (fullscreen) daha iyi çalışır.
  • Resolution (Çözünürlük): Bir görüntüyü monitörde görüntülemek için mevcut piksel miktarı. Geleneksel olarak yükseklik ve genişlik olarak ölçülür. Piksel, dijital bir görüntünün en temel, en küçük birimidir. Çözünürlük ise piksel satırlarının ve sütunlarının birleşmesiyle ortaya çıkan görüntü olarak tanımlanabilir. Günümüzde en çok kullanılan çözünürlük çeşitleri:
    • 1280×720 (720p), 1920×1080 (1080p), 2560×1440 (1440p), 3840×2160. (4K ya da ‘ultra-HD’).
  • V-Sync: Dikey senkronizasyon olarak da bilinen V-Sync, bir monitörün yenileme hızını ve kare hızını senkronize etmeye yarıyor. V-Sync bunu, ekran kartınızın saniyede oluşturduğu kare oranını monitörünüzün yenileme hızıyla sınırlayarak yapıyor. Örneğin 75 Hz bir monitörünüz varsa, VSync açtığınızda oyun en fazla 75 FPS görüntü veriyor. Bunun üstünde oluşturulan kareler çöpe atılıyor. Bu sayede ekran kartından gelen kare sayısı ile (Saniyede 75 kare) monitörün tazeleme hızı (Saniyede 75 kez, 75 Hz) senkronize ediliyor. Bu da monitörün kareleri art arda çizmesini sağlayarak yırtılmayı önlüyor.
    • Double Buffering (Çift Arabellekleme): Geçerli kare gösterilirken ve sonraki kare işlenirken çizilen bir kareyi arabellekte saklayan bir V-Sync tekniği. Bunun amacı ekran yırtılması ve titreme riskini azaltmaktır, ancak bazı ek gecikmelere neden olabilir.
    • Triple Buffering (Üçlü Arabellekleme): Çift tamponlamaya benzer şekilde, V-Sync’in iki arka tampon tutmasını bekler. Gecikme süresini de artırır.
  • FPS (Frame per Second, Saniye Başına Kare): Kare hızı, kare olarak bilinen tekli görüntülerin ekranda ne kadar hızlı göründüğünü gösteren bir ölçüdür. Sık sık duyduğunuz FPS terimi Frame per Second, yani saniye başına kare anlamına geliyor. Bu bağlamda, yüksek FPS rakamlarından bahsettiğimizde aslında bir saniyede ne kadar yüksek sayıda kare üretilebildiğini tanımlamış oluyoruz. Bildiğiniz gibi, tüm videolar, fotoğraflar ve oyun görselleri bir araya gelen bir dizi kareden meydana geliyor. Bu karelerin sayısı çok fazla olduğundan ve belirli bir uzaklıktan baktığımız için tek tek ayırt etmemiz mümkün değil. İnsan gözü kare dediğimiz bu küçük resimlerin hızla değiştiğini gördüğünde her şeyi bir hareket olarak yorumlamakta.
  • Refresh Rate (Yenileme Hızı): Ekranınızın yenilenme ve yeni görüntüyü/kareleri gösterme sıklığı. Yenileme hızınız kare hızınız değildir. Monitörünüz, kare hızınızın ne kadar yüksek veya düşük olduğuna bakmaksızın yenileme hızına bağlı olarak ekranı her saniye belirli sayıda yenileyecektir. Yenileme hızı yüksek olduğunda daha akıcı bir görsel deneyim yaşarsınız.
  • Response Time (Tepki Süresi): Milisaniyelerle ifade edilen tepki süresi yani Response Time ise ekrandaki piksellerin renk değiştirme hızıdır. Ekran yenileme hızı yükseldikçe, piksellerin de daha hızlı tepki verip renk değiştirmesi gerekir. Aksi takdirde ekranda ghosting denilen hayalet izi benzeri ya da çamurumsu görüntüler oluşur. Giriş gecikmesi, monitörünüzün ekran kartınızdan gelen veriyi veya klavye/farenizdeki bir düğmeye bastığınızı algılamasının ne kadar sürdüğünü gösterir. Yani oyuncular için önemlidir. 1 ms’lik tepki süresi artık standart haline geldi, maksimumda ise 5 ms’i geçmesini pek istemeyiz.
  • Input Lag (Giriş Gecikmesi): Oyun oynarken, çizim yaparken, özetle bilgisayarı etkileşimli bir şekilde kullanırken hissedilen bir hız vardır. Bilgisayarın tepkiselliğinden sonra burada bir de monitörün tepkiselliği devreye girer. Komutlarımızın sistemde hesaplanması, uygulanması ve monitöre iletilmesinden sonra bir de monitörün bu görüntüyü ekrana getirmesi için gereken süre vardır. İşte bu aradaki gecikme giriş gecikmesidir.
  • G-Sync: NVIDIA tarafından geliştirilen, V-Sync alternatifi değişken yenileme hızı çözümü. G-Sync monitörler kullanıldığında ekran yenileme hızı oyunun kare hızına uyacak şekilde ayarlanır. Bu yaklaşım, ekran yırtılmasını önlerken V-Sync’in kare hızı sınırını atlar.
  • FreeSync: AMD’nin değişken yenileme hızı teknolojisi. FreeSync tüm ekran kartlarında çalışır ve bazı monitörlerde “G-Sync Uyumlu” olarak pazarlanabilir.
  • Adaptive Sync: Değişken yenileme hızı için VESA’nın tasarladığı açık bir standart. Uyumluluğu sağlamak için monitörler ve ekranlar arasında çalışır, ancak bunun dışında FreeSync ve G-Sync ile aynı şekilde çalışır.
  • HDR (Yüksek Dinamik Aralık): Video içeriklerin yanı sıra oyunlarda kullanılabilen, ekranda dinamik renk aralığını artıran teknoloji. Yüksek Dinamik Aralık anlamına gelen HDR, görüntü ve video içeriğinde, ekran panellerinde ve grafik oluşturmada kullanılan, ışık ve rengin maksimum-minimum değerleri arasındaki farkı artıran teknolojileri tanımlamak için kullanılmakta.
  • IPS Panel: IPS, düzlem içi anahtarlama (in-plane switching) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir terimdir. IPS ekran teknolojisi de diğer bütün ekran paneli teknolojilerinde olduğu gibi, sıvı kristallerin hizalarını kontrol etmek için voltaj kullanır. TN ekran panellerindekinin aksine IPS paneller, kristallerin cam alt tabakalara paralel olduğu farklı bir kristal oryantasyonu kullanır. Geçirilen ışık miktarını değiştirmek için kristalleri kıvırmak yerine, IPS kristalleri gerçekten döndürülür, ki bu da bir dizi faydayı beraberinde getirir. En iyi renkleri ve mükemmel kontrast seviyelerini sunar, ancak daha zayıf siyah renk üretim seviyeleri görmek mümkün.
  • VA Panel: VA, “dikey hizalama” (Vertical Alignment) anlamına gelmektedir. Adından da anlayabileceğiniz üzere, bu ekran teknolojisi ışığın geçmesine izin vermek için bir voltaj uygulandığında eğilen, dikey olarak hizalanmış sıvı kristaller kullanır. İşte bu IPS ve VA ekran panelleri arasındaki temel farktır. IPS panellerde kristaller, alt tabakalara paralelken VA panellerde ise kristaller, alt tabakalara diktir. AU Optronics tarafından geliştirilen AMVA ve Samsung tarafından geliştirilen SVA gibi birçok VA panel sürümü de mevcut. TN panele göre daha öndedir, IPS ekranlara göre genellikle en iyi siyah seviyelerini sunar.
  • TN Panel: TN, en eski LCD panel teknolojisi ve Twisted Nematic, “kıvrımlı nematik” kelimelerinin baş harflerini temsil etmekte. Kıvrımlı nematik, sıvı kristal moleküllerinin voltaj ile kontrol edilebilmesine imkan tanıyan bir efekttir. Kıvrımlı nematik efektine sahip bir LCD’nin gerçek işleyişi biraz daha karmaşık olsa da, esasen kıvrımlı nematik efekti, bir voltaj uygulandığında sıvı kristallerin hizalamasını değiştirmek için kullanılır. Herhangi bir voltaj uygulanmazken, yani kristaller kapalı durumdayken, sıvı kristal molekülleri 90 derece kadar kıvrılır ve polarizasyon katmanları ile birlikte ışığın geçmesine izin verir. Daha sonra bir voltaj uygulandığı zaman, bu sıvı kristaller kıvrılmaz ve ışığı engellerler.
  • Color Gamut (Renk Gamutu, Renk Gamı veya Renk Uzayı): Renk gamları, görüntü veren bir aygıtta yeniden üretilebilen renk spektrumu veya renk uzayı içindeki bir renk aralığını tanımlamak amacıyla belirleniyor. Renk gamının ne kadar geniş olduğuna bağlı olarak her ekran farklı miktarlarda renk gösterir. Örneğin çoğu monitör 16,7 milyon renk üretme yeteneğine sahip, ancak bazı modeller çok daha fazlasını sunabiliyor.
  • sRGB: sRGB için en yaygın kullanılan renk standardı diyebiliriz. sRGB’nin yaygın olmasının sebebi ise giriş ve çıkışında çok az gecikme süresi ve tutarsızlık yaşanması.
  • Adobe RGB: Adobe RBG, sRGB ile rekabet etmek için tasarlanmış ve yine yaygın olarak karşılaştığımız bir standart. Doğru şekilde uygulandığında, Adobe RGB’nin daha geniş bir renk gamı sunması ve renkleri daha gerçekçi bir şekilde göstermesi amaçlandı. Canlı ayrıntılara önem veren Adobe RGB, LCD monitörler ve fotoğrafçılık teknolojileri geliştikçe popüler hale gelmeye başladı.
  • DCI-P3: Sinema ve Televizyon Mühendisleri Derneği, diğerlerinden ayrışmak üzere DCI-P3’ü tanıttı. Daha çok dijital video yakalama ve projeksiyona odaklanan DCI-P3, sRGB’ye kıyasla neredeyse dörtte bir oranında daha geniş bir renk gamı sunuyor. Bu standart sinema düzeyindeki tüm dijital projektörlerle uyumlu. Öte taraftan, yeni nesil iPhone’ların dahili kameraları söz konusu olduğunda DCI-P3 terimiyle karşılaşabilirsiniz.
  • Quantum Dot (Quantum Nokta): Kuantum nokta filtresi panelin üzerinde yer alır ve mevcut renk gamını genişletir. Beyaz LED arka ışıklara olan ihtiyacı ortadan kaldırarak arka aydınlatmayı iyileştirirken daha iyi renkler, daha iyi kontrast, daha yüksek parlaklıklar üretir. Güç kullanımı da düşer.
  • Aspect Ratio (En-boy Oranı): En boy oranı, genişliğin yüksekliğe oranıdır. Standart veya geniş ekran en-boy oranları 4:3 veya 16:9 şeklindedir.
  • Ultrawide (Ultra Geniş): 32:9 ve 21:9 gibi artırılmış genişlik kullanan çok daha geniş en boy oranlarını belirtir.
  • LCD: TN, IPS ve VA dahil olmak üzere sıvı kristal kullanan ekran türünü ifade eder. Eski tarz bir hesap makinesi veya dijital saat bile LCD kullanabilir. Ancak basit bir “LCD” tanımı size bir ekranın göstereceği performans hakkında detay sağlamaz. Panelin kullandığı arka ışık türü (genellikle LED ve ardından daha pahalı olan Mini LED) gibi daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. LCD’ler uzun zaman önce katot ışın tüpünü (CRT) ve plazma ekranların yerini alarak tüm dünyada yayıldı. Geçmişte soğuk katot floresan lamba (CCFL) arka aydınlatmalı LCD’ler yaygındı, ancak günümüzde çoğu LCD ekran LED arka aydınlatma kullanıyor. Adından da anlaşılacağı gibi tüm LCD’ler, polarize cam arasına sıkıştırılmış sıvı kristaller ile işlev kazanıyor.
  • LED: Yaygın arka plan aydınlatma teknolojilerinden olan LED, Light Emitting Diode (Işık Yayan Diyot) kelimelerinin bir kısaltması. Bu görüntüleme tekniğinde her bir pikseli aydınlatmak için LED’ler, yani ayrı diyotlar kullanılıyor. Bu tür monitör ve TV’ler, eski nesil muadillerine kıyasla daha az güç tüketirken aynı zamanda daha parlak ve daha stabil görüntüler sunabilir. Tüm LED’ler aynı zamanda LCD’dir, ancak tüm LCD’ler LED değildir. Bu nedenle, genellikle “LCD-LED” gibi etiketlenmiş TN, VA veya IPS ekranlar görebilirsiniz.
  • OLED: Akıllı telefonlarda AMOLED gibi varyasyonlarını gördüğümüz OLED paneller, elektrik verildiğinde ışık yayan karbon bazlı organik materyallerden üretiliyor. LED ve OLED arasındaki en büyük fark işlevleri ve çalışma şekilleri. LED ekran görüntüsü oluşturmaz. Bu aslında şeffaf bir LCD (Sıvı Kristal Ekran) panel tarafından gerçekleştirilir. Ancak LCD’ler kendi ışıklarını yaymadıkları için, arkalarına veya etraflarına yerleştirilen LED’ler tarafından sağlanan arka aydınlatma olmadan panel neredeyse siyah görünür. Özetle, OLED TV’lerin LED ve QLED TV’lere göre temel farkı ışığı üretme şekli.
  • QLED: QLED TV’leri kısaca “Quantum Dot teknolojisi” kullanan LED TV’ler olarak tanımlayabiliriz. Samsung, QLED TV’lerinin piyasadaki diğer LED TV’lere kıyasla daha yüksek parlaklık, daha yoğun siyahlar ve daha fazla renk sunduğunu iddia ediyor. Ultra HD Alliance standartlarını karşılamak için tüm Ultra HD Premium TV’ler Quantum Dot teknolojisi kullanmak zorunda. Samsung, kafa karışıklığını engellemek için Quantum Dot teknolojisini kullanan tüm LED TV’lerin QLED TV olarak adlandırılması gerektiğini savunuyor.
  • QD-LED: Samsung tarafından geliştirilen QD-OLED, düz ekran panelleri alanındaki en yenilikçi teknolojilerden biri. QD-OLED TV teknolojisi, Quantum Dot (QD) ve OLED ekran teknolojisinin bir kombinasyonundan meydana geliyor.
  • Mini-LED: Bahsettiğimiz gibi, LCD paneller ekranı aydınlatmak için arka kısımda LED’ler, yani ışık yayan diyotlar kullanıyor. Mini LED ise 0.2 mm’den daha küçük boyutuyla standart LED’lerden çok daha küçük. Bu sayede tek bir panele yüksek miktarlarda küçük aydınlatma noktası eklenebiliyor, arka ekran aydınlatması daha etkili bir biçimde kullanılabiliyor ve görüntü kalitesi de artıyor.
  • Micro-LED: Mini-LED, bugün kullanılan LED arkadan aydınlatmayla aynı mantığa sahip ancak karartma bölgeleri için daha fazla LED kullanmakta. Micro-LED ise her biri bağımsız olarak aydınlatılabilen, kendinden yayıcı (self-emissive) piksellerle OLED ekranlara benziyor.
  • VGA (Video Graphics Array): Video Grafik Dizisi anlamına gelen VGA, renkli grafikleri görüntülemek üzere eski yıllarda geliştirilen bir bilgisayar grafik standardıdır. Orijinal spesifikasyon, 16 renkte 640 x 480 veya 256 renkte 320 x 200 çözünürlüğü desteklemekte. VGA konnektörü oldukça büyüktür, 15 pinli bağlantı içerir.
  • DVI (Digital Visual Interface): Dijital Görsel Arayüz anlamı taşıyan DVI, monitörleri, projektörleri ve diğer görüntüleme cihazlarını bir bilgisayara bağlamak için kullanılan bir video arayüzü. Tek bir konnektör üzerinden hem analog hem de dijital video sinyallerini destekler, ancak bazı değişken konnektörler yalnızca birini veya diğerini sağlar. DVI, 2000’li ve 2010’lu yıllarda yaygın bir ekran arayüzüydü. Eski sadece analog VGA arayüzünün yerini aldı, 2010’ların ortalarında HDMI ve DisplayPort’un yaygınlaşmasıyla birlikte tarihin tozlu sayfalarına karışmaya başladı.
  • HDMI (High-Definition Multimedia Interface): Yüksek Tanımlı Multimedya Arayüzü anlamına gelen HDMI, ses ve video verilerini tek bir kabloda iletmek için kullanılan dijital bir arayüzün ticari markası ve marka adıdır. Bilgisayarlar, televizyonlar, ses alıcıları, DVD ve Blu-ray oynatıcılar ve oyun konsolları gibi modern ses/video ekipmanları tarafından destekleniyor.
    HDMI 2.1 vs DisplayPort 2.1: Aralarındaki Fark Ne?
  • DisplayPort (DP): DisplayPort, Video Electronics Standards Organization (VESA) tarafından standartlaştırılmış, bilgisayarları ve monitörleri bağlamak için kullanılan dijital bir video ve ses arayüzüdür. Özellikle yeni sürümleri olmak üzere yüksek bant genişliği sağlamakta. DisplayPort, bir önceki dijital bağlantı standardı olan DVI’ın yerini aldı. Ayrıca Mini DisplayPort adı verilen daha küçük bir versiyonu da mevcut.
  • DSC: VESA DSC standardı YCoCg renk uzayı temeline dayanan düşük gecikmeli bir sıkıştırma algoritmasıdır. Display Stream Compression, yüksek bant genişliği gerektiren ekran bağlantılarını yeni bir bağlantı standardına gerek duymadan kullanabilmenizi sağlıyor.
  • DirectX: Microsoft tarafından geliştiricilerin farklı ekran kartları için programlama yapabilmeleri için birleşik bir yol sağlamak üzere geliştirilmiş yazılım seti. Grafik API’si veya uygulama programlama arayüzü, özellikle görseller ve grafik işleme için donanım bileşenlerini kullanan geliştiriciler tarafından uygulamalar oluşturmak için kullanılan araç setidir.
  • OpenGL: DirectX’e benzer, ancak bu açık kaynaklıdır ve herkes tarafından kullanılabilir.
  • Vulkan: AMD’nin artık kullanılmayan Mantle API’sini temel alan OpenGL API’sinin bir evrimi.
  • Direct3D: Direct3D, Windows bilgisayarlar ve Xbox oyun konsolları için bir 3D grafik API. Oyun geliştiricilerinin birçok farklı üreticinin donanımını kontrol etmek için ortak bir komut seti kullanmalarına olanak tanıyan DirectX API paketinin bir parçası. Geliştiriciler, gelişmiş gölgelendiriciler ve ışık efektleri dahil olmak üzere 3D grafikler ve animasyonlar oluşturmak için Direct3D’yi kullanabilirler.
  • DirectX Raytracing (DXR): DirectX RayTracing veya diğer adıyla DXR; Intel, NVIDIA ve AMD ortaklığında geliştirilen bir gerçek zamanlı ışın izleme teknolojisidir. 2018 yılının sonlarında Windows 10 1809 ile beraber geliştiricilere ve kullanıcılara sunuldu. Böylece gerçeğe yakın derecede üç boyutlu görüntüler ve dokular oluşturup işleyebilmek mümkün hale geldi.
  • Pixel (Piksel): Piksel, en basit tabirle “resim öğesi” anlamına gelir. Ekranınızdaki grafiksel bilgilerin küçük bir noktası, – bir rengin temsilidir (genellikle kırmızı, yeşil ve mavi değerleri). Ekran çözünürlüğünüz 1024×768 ise, ekranınız 1024 piksel genişliğinde ve 768 piksel yüksekliğinde bir ızgara gösterir. Tüm pikseller birlikte gösterildiğinde ekranınızda oluşan görüntüyü görürsünüz. Görüntülenen içerik, ekran türünüze, ekran kartı ve çıktı tarafından üretilen veri miktarına bağlı olarak saniyede 60 ila 120 kez güncellenir.
  • Texture (Doku): Bir doku, yüzeyini simüle etmek için 3 boyutlu bir nesneye uygulanan, boyutu değişen, basitçe 2 boyutlu bir görüntüdür. Örneğin  3 boyutlu bir küp sekiz köşeden oluşur. Bir doku uygulanana kadar basit bir kutu gibi görünür. Doku 3 boyutlu nesneye uygulandığında, nesne doku üzerine boyanmış gibi görünür.
  • DirectStorage: Yükleme sürelerini geliştiren bir Microsoft teknolojisi. Ayrıca GPU’nun oyun sırasında varlıkların sıkıştırmasını açmasına izin vererek geçiş takılmalarını azaltan GPU decompress algoritmasına da sahip.
  • DLSS (Deep Learning Super Sampling, NVIDIA Derin Öğrenme Süper Örnekleme): Yalnızca RTX ekran kartlarında bulunan performans artırıcı özelliklerden oluşan bir paket.
    • Frame Generation (Çerçeve Oluşturma): DLSS 3’ün bir parçası olan Frame Gen, ardışık kareleri karşılaştırmak için yapay zeka kullanır, ardından aralarında bir kare oluşturur. Yalnızca RTX 4000 serisi grafik kartlarında çalıştığını da hatırlatalım.
    • Super Resolution (Süper Çözünürlük): Özetle DLSS’nin temeli. Süper Çözünürlük, oyunu daha düşük bir çözünürlükte oluşturup daha yüksek çözünürlüğe yükselterek performansı artırmak için bir AI modeli kullanıyor. Tüm RTX GPU’larda çalışıyor ve bazen “DLSS” veya “DLSS 2” olarak adlandırılıyor.
    • Ray Reconstruction (Işın Yeniden Yapılandırma): DLSS 3.5’te bulunan bir özellik. Tipik ışın izleme denoiser’ını değiştirmek için AI kullanır ve kaliteyi artırır. Yalnızca RTX GPU’larda kullanılabilir.
    • Reflex: Teknik olarak DLSS’nin bir parçası değil fakat DLSS Frame Generation kullanılırken Reflex zorunlu olarak açılır. CPU ve GPU arasındaki iletişime odaklanarak toplam sistem gecikmenizi optimize ederek gecikmeyi azaltır.
  • FSR – AMD FidelityFX Super Resolution (AMD FidelityFX Süper Çözünürlük): Tüm ekran kartı markalarıyla çalışan, AMD’nin geliştirdiği ve sürekli olarak güncellediği algoritma tabanlı görüntü yükseltme aracı. DLSS’nin AMD versiyonu olarak da düşünebilirsiniz.
  • XeSS – Intel Xe Super Sampling (Intel Xe Süper Örnekleme): FSR gibi çoğu ekran kartında çalışan, ancak Intel ekran kartlarında daha iyi performans ve kalite gösteren Intel imzalı yapay zeka tabanlı yükseltme çözümü.
  • Auto SR: Görüntü kalitesini artırmak için NPU’ların gücünden yararlanan Automatic Super Resolution (Auto SR), işletim sistemi düzeyinde geliştirilen (Microsoft tarafından) ilk yükseltme teknolojisi.
  • Resizable (Re-Size) Bar: Anakartınızın BIOS’unda CPU’nun GPU’nun VRAM’ine tam erişimini sağlayan ve birçok oyunda performansı artıran bir özellik. Nispeten yeni nesil işlemciler ve anakartlarla çalışmakta. Sisteminizin destekleyip desteklemediğini kontrol etmelisiniz.
  • SAM (AMD Smart Access Memory): AMD GPU ve CPU kombinasyonu ile performansı artıran, Re-Size Bar tekniğinin AMD tarafından özel olarak isimlendirilmiş versiyonu.
  • Latency (Gecikme): Gecikme, bir sinyalin verici modülden alıcı modüle gitmesi için gereken süreyi ifade eder. Ancak bazı kaynaklar vericiden alıcıya ve alıcıdan vericiye geri dönüşe, yani sinyalin gidiş-dönüşüne atıfta bulunmak için de gecikmeyi kullanır.
  • Ping: Ping, genellikle eşanlamlı olarak kullanılır ve gecikme ile karıştırılır. Ancak ilişkili olsa da bu tam olarak doğru değildir. Terimin kökleri, aktif sonar sistemlerinden gelmektedir. Ping, gönderilen sesin bir nevi nabzıdır ve yansımasının ardından geri gelmesini dinler. Bilgisayarlarda ping aslında ağ üzerinden başka bir bilgisayara gönderilen sinyali ifade eder. Bu diğer bilgisayar, daha sonra kendine gelen sinyali geri gönderir, bu da başka bir ping olarak ortaya çıkar. Bu gidiş-dönüş yolculuğunun ölçümü daha sonra gecikme olarak adlandırılır ve buna ping adı verilir.
  • Lag: Lag, bir bilgisayardan gelen yavaş tepkidir. Beklenenden daha yavaş tepki veren herhangi bir cihazı tanımlayabilir, ancak çoğunlukla çevrimiçi oyunlarda kullanılır. Ping değerleri yüksek, yavaş bir internet bağlantınız varsa lag ile karşılaşabilirsiniz.
  • Packet Loss (Paket Kaybı): İnternet trafiği, aynı anda birden fazla veri alışverişi yapan bir yapıdır. Biz de kullandığımız internet hizmetimiz sayesinde her gün internet sitelerinin sunucuları, online oyunları sunucuları ve Discord gibi sesli konuşma servislerinin sunucularıyla veri alışverişi yapıyoruz. Yaptığımız bu veri alışverişi, internet trafiği içinde taşınabilmesi için paketlere ayrılır. Bu paketler de sırasıyla alıcı ve verici arasında döngü oluşturur. Bu döngüde herhangi bir paket karşı tarafa ulaşmazsa, paket kaybı yani packet loss problemi yaşanıyor demektir.







Fatih Işık

Küçük yaşından itibaren teknoloji ve oyunlar ile iç içe olan Fatih, araştırma yapmaktan ve deneyimlerini insanlara aktarmaktan mutluluk duyuyor.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir